NASA'nın UFO toplantısından neler öğrendik? - M5 Dergi
Genel

NASA’nın UFO toplantısından neler öğrendik?

Abone Ol 

ABD yönetimi, kısa süre önce, UFO kavramının kapsamını genişleterek, resmi raporlarda UAP terimini kullanmaya başlamıştı. NASA da artık UFO yerine bu terimi kullanıyor.

NASA’nın tanımlanamayan uçan cisimleri (UFO) araştıran bağımsız kurulu dün (31 Mayıs) önemli bir açıklama yapmak üzere bir araya geldi.

Ekibin bulgularını tartışmak üzere ilk halka açık toplantıyı düzenleyen uzay ajansı, temmuz ayında bir de rapor yayımlamayı planlıyor.

Yaklaşık 4 saat süren toplantıya Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi David Spergel başkanlık etti. Konuşmacılar arasında da Savunma Bakanlığı, Federal Havacılık İdaresi (FAA) ve NASA yetkililerinin yanı sıra birçok akademisyen vardı.

Haziran 2022’de kurulan bu ekip, eski astronot Scott Kelly ve astronomi, oşinografi ve hatta gazetecilik dahil olmak üzere çok çeşitli alanlardan 15 araştırmacıyı içeriyor.

Ekip gökyüzünde, su altında veya uzayda tespit edilen, tanımlanamayan hava olgularına (UAP) dair verileri incelemeyi amaçlıyor.

ABD yönetimi, kısa süre önce, UFO kavramının kapsamını genişleterek, resmi raporlarda UAP terimini kullanmaya başlamıştı. NASA da artık UFO yerine bu terimi kullanıyor.

En büyük engel veri eksikliği

Toplantının açılış konuşmalarında ekip üyeleri, bu sıradışı olguların gizemini çözmenin önündeki en büyük engelin veri eksikliği olduğunu vurguladı.

Araştırmacılara göre UFO’ları gözlemlemek için yeterince gelişkin sensörlere ve kameralara ihtiyaç duyuluyor.

NASA’nın Bilim Misyon Müdürlüğü’nün yönetici yardımcısı Nicki Fox, “Bir savaş uçağı Özgürlük Anıtı’nın fotoğrafını çekse, o görüntü fotoğraftaki özneye göre değil, uçaktaki sensörlere göre sınıflandırılır” diye konuştu.

Öte yandan, NASA’nın Bilim Misyonu Direktörlüğü’nden Daniel Evans, UFO’lara yönelik ilginin tüm zamanların en yüksek seviyesinde olduğunu ve konuyla ilgili “titiz bilimsel inceleme” yapmanın NASA’nın sorumluluğunda olduğunu söyledi:

Bu fenomenlerin hava sahası güvenliği için herhangi bir potansiyel risk oluşturup oluşturmadığını belirlemek bu ülkenin yükümlülüğüdür.

Her ay 100 ihbar geliyor

ABD Savunma Bakanlığı’nın bünyesinde UFO’ları araştıran Tüm Alanlarda Anomali Çözüm Ofisi (AARO) direktörü Sean Kirkpatrick de “Her ay 50 ila 100 civarında yeni rapor alıyoruz” diye konuştu.

Ancak uzmana göre “gerçekten anormal” olan nesnelerin sayısı toplam ihbarların ve veri tabanının yüzde 2 ila 5’ini oluşturuyor.

Bu da aslında birçok gözlemin çeşitli şekillerde açıklanabildiği, az bir kısmınınsa sır olarak kaldığı anlamına geliyor.

Mikrodalgalar ve optik illüzyonlar

Uzay ajansının UAP ekibinin başkanı David Spergel, Avustralya’daki araştırmacıların tespit ettiği bir radyo dalgası patlamasından bahsetti:

Gerçekten garip bir yapıları vardı. İnsanlar neler olup bittiğini anlayamıyorlardı. Daha sonra bu dalgaların öğle saatlerinde yoğunlaştığı görülmüştü.

Spergel’in aktardığına göre bu olayda araştırmacılar tarafından kullanılan hassas aletlerin, öğle yemeğini ısıtmak için kullanılan bir mikrodalgadan sinyaller aldığı ortaya çıkmıştı.

Bu da pek çok olağan verinin de aslında ilk bakışta gizemli gibi görülebileceği anlamına geliyor.

Eski astronot Kelly ise bir optik yanılsamayla ilgili anısını anlattı.

O ve yardımcı pilotu Virginia Sahili yakınlarında uçuyorlardı ve meslektaşı “bir UFO gördüğüne ikna olmuştu”.

Kelly, “Döndük, bakmaya gittik, bir balon olduğu ortaya çıktı” dedi.

Çin balonundan sonra ihbarlar arttı

Toplantıda konuşan, FAA Hava Trafik Gözetim Hizmetleri Ofisinde Teknik Danışman olarak görevli Mike Freie, ABD genelinde 880 binden fazla kayıtlı drone olduğunu ve her gün on binlercesinin uçtuğunu kaydetti.

Bu sistemlerin hava gözetleme süreci için önemli bir zorluk oluşturduğunu belirten Freie, özellikle de SpaceX’in Starlink fırlatmalarından sonra FAA’ya gelen tanımlanamayan cisim raporu sayısında artış olduğunu dile getirdi.

Freie, şubatta ABD hava sahasından bir Çin balonunun tespit edilip düşürülmesinden sonra da ihbarlarda önemli bir artış yaşandığını vurguladı.

Damgalama ve taciz araştırmaları engelliyor

Spergel, özellikle ticari uçaklarda görev alan pilotların damgalanmaktan ve komplocu olarak yaftalanmaktan çekindiği için yeterince ihbarda bulunmadığını da belirtti.

“Hedeflerimizden biri bu damgalamayı kaldırmak” diyen bilim insanı şöyle ekledi:

Çünkü UAP’lerle ilgili önemli soruları ele almak için yüksek kaliteli verilere ihtiyaç var.

Konuşmacılar, bazı bilim insanlarının da bu alandaki çalışmaları nedeniyle internette tacize uğradığını aktardı.

NASA’nın bilim şefi Nicola Fox, “Taciz, bilimsel süreci önemli ölçüde engelliyor ve diğerlerini bu önemli konuyu incelemekten caydırıyor” ifadelerini kullandı.

Öte yandan kısa süre önce, Humanities and Social Science Communications adlı akademik dergide yayımlanan bir ankette, ABD’li akademisyenlerin UFO çalışmalarına katılmaya istekli olduğu görülmüştü.

Yaklaşık 1500 katılımcının üçte birinden fazlası bu tür tanımlanamayan hava olaylarına dair araştırma yapmakla ilgilendiğini söylemişti.

Bu arada akademisyenlerin yaklaşık yüzde 20’si de kendilerinin ya da tanıdıkları birinin UFO gördüğünü bildirmişti.

“NASA ne saklıyor?”

Toplantının en dikkate değer yanlarından biri de NASA’nın yaklaşım değişikliğiydi. Zira uzay ajansı, bu zamana dek UFO gözlemlerini çürütmek için onlarca yıl harcamış, bunları ciddiye almıyor gibi görünmüştü.

Toplantının sonunda konuşmacılar, yurttaşların sorularını yanıtladı. Bir yurttaş, “NASA bizden ne saklıyor?” diye sordu.

Uzay ajansı yetkilisi Dan Evans ise ajansın şeffaflık ilkesine bağlı olduğunu söyledi:

O yüzden bugün burada canlı yayındayız.

Uzaylılar var mı?

Toplantıda, tespit edilen cisimlerin arkasında “insan dışı bir zeka” olup olmadığını sorusu da yöneltildi.

Soruya yanıt veren Spergel, NASA’nın henüz “insanüstü bir zeka veya buna dair olağanüstü kanıtları görmediğini” söyledi:

Yaşam arayışı gerçekten önemli bir şey. Henüz Dünya’nın ötesinde yaşam bulamadık ama arıyoruz.

Günün sürprizi: UFO videosu

Toplantının en çok yankı uyandıran kısmı ise Ortadoğu’da bir UFO gözleminin videosunun izletildiği anlardı.

Tuhaf cisim, geçen yıl MQ-9 Reaper insansız hava aracı tarafından gözlemlenmişti.

Cisim, “Gümüş, yarı saydam, metalik” diye nitelenmişti. Buna göre cisim, havada 3 ila 9 bin metre yükseklikte seyretmiş ve genellikle hiç termal egzoz izi algılanmamıştı.

Öte yandan bu video, ilk kez NASA’nın toplantısında sunulmadı. Kickpatrick aslında bu videoyu nisan ayında ABD Kongresi’nde sunmuştu.

Kaynak: Kaynak: Independent, Livescience, BBC, Wall Street Journal

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close