Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Rusya’yı ülkesine yönelik “varoluşsal bir tehdit” olarak nitelendirmesi, Moskova ile Paris arasındaki gerilimi artırdı. Bu açıklamalar, olası bir doğrudan çatışma ihtimalini gündeme getirirken, Fransa’da genel askeri seferberlik ihtimali de tartışılmaya başlandı. Macron, Rusya’nın oluşturduğu tehdit karşısında toplumu harekete geçirme planları yaparken, zorunlu askerliğin geri getirilmesinin şu an için gerçekçi bir seçenek olmadığını belirtti. Ancak, Fransız toplumunu krizlere karşı daha dirençli hale getirmek için sivillerin nasıl mobilize edilebileceğini değerlendirdiklerini açıkladı.
Macron, bölgesel gazetelere verdiği röportajda, 2001 yılında sona eren zorunlu askerliğin geri getirilmesi konusunda lojistik imkanların yetersiz olduğunu ifade etti. Bunun yerine, gençleri orduya destek verecek şekilde teşvik etmek için alternatif yollar araştırdıklarını söyledi. Ocak ayında hükümete ve orduya, genç gönüllüleri silahlı kuvvetleri desteklemeye teşvik edecek bir model sunmaları için Mayıs ayına kadar süre tanımıştı. Savunma Bakanı Sébastien Lecornu, 100 bin kişilik bir yedek ordu oluşturulması önerisinde bulunurken, eski Başbakan Edouard Philippe ise yılda 50 bin kişiyi eğitecek gönüllü bir askeri hizmet sisteminin devreye alınmasını teklif etti.
Zorunlu askerliğe geri dönüş Fransa’da tartışma konusu olmaya devam ederken, yapılan bir anket Fransızların %61’inin bir tür askeri hizmetin geri getirilmesini desteklediğini ortaya koydu. Bu tartışmalar, Rusya’nın artan saldırgan tavırları ve NATO’nun geleceğine dair belirsizlikler nedeniyle Avrupa ülkelerinde de gündemde. Özellikle, ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’nın kendi güvenliğini kendisinin sağlaması gerektiğini söylemesi, kıtadaki savunma politikalarına yönelik yeni adımların atılmasına yol açtı.
Fransa Ordusu’nun mevcut durumu
1997 yılında zorunlu askerlik uygulamasının kaldırılmasından bu yana Fransa’nın ordusu tamamen profesyonel askerlerden oluşuyor. Halihazırda 200.000 askeri personel bulunurken, bunlara ek olarak 40.000 yedek asker görev yapıyor. Olası bir savaş durumunda ilk olarak mevcut aktif personelin ve NATO çerçevesinde Doğu Avrupa’da konuşlu yaklaşık 1.200 askerin görevlendirilmesi bekleniyor.
Savunma Bakanlığı’nın verilerine göre, şu anda dünya genelinde 30.000’den fazla Fransız askeri operasyonel görevlerde yer alıyor. Kritik bir durumda, bu birliklerin bir kısmı yeni cephelere kaydırılabilir. Fransız ordusu kara, hava ve deniz kuvvetleriyle birlikte güçlü bir hava filosuna ve 140’tan fazla deniz aracına sahip. Özellikle 2.380 insansız hava aracı (İHA) ve modern savaş jetleriyle hava üstünlüğünü korumaya yönelik bir strateji benimsenebilir.
Yedek askerler ve zorunlu seferberlik
Eğer mevcut askeri kadrolar yeterli olmazsa, 40.000 yedek asker devreye sokulabilir. Fransız Savunma Kanunu’nun 2171. maddesi, “ulusal güvenliği tehdit eden bir durumda” yedek askerlerin seferber edilebileceğini belirtiyor. Ancak bu çağrının uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanlığı kararnamesi gerekiyor ve görevlendirme süresi genellikle 30 günü aşmıyor.
Bununla birlikte, Fransa’nın genel bir sivil seferberlik ilan etme ihtimali de yasal çerçevede mevcut. Savunma Kanunu’nun 2141. maddesi, “ulusal güvenlik gereği” herkesin zorunlu askerliğe tabi tutulabileceğini ifade ediyor. 2212-15 ve 2212-16 numaralı maddelere göre, tüm Fransız vatandaşları, yurtiçinde veya yurtdışında yaşasalar bile, fiziksel ve mesleki yeterliliklerine göre askeri hizmete çağrılabilirler.
Ancak uzmanlar, modern askeri doktrinler çerçevesinde, savaş deneyimi olmayan sivil halkın büyük ölçekli bir savaşa sürülme ihtimalinin düşük olduğunu belirtiyor. Lojistik altyapının yetersizliği ve zorunlu askerliğin uzun yıllar önce kaldırılması, geniş çaplı bir sivil seferberliği neredeyse imkansız kılıyor.
Fransa’nın nükleer caydırıcılığı
Fransa, NATO’nun en güçlü nükleer silah kapasitelerinden birine sahip ülkelerden biri olarak, nükleer caydırıcılık stratejisini öne çıkarıyor. Fransa’nın stratejik nükleer denizaltıları ve uzun menzilli füze sistemleri, ülkenin olası bir savaşı daha geniş çaplı bir askeri çatışmaya dönüştürmeden caydırıcı bir politika izlemesini sağlıyor.
Genel olarak, Macron hükümeti doğrudan bir savaş istemediğini vurgulasa da, Rusya’nın Avrupa’daki olası genişleme senaryoları nedeniyle savunma bütçesini artırma ve yeni stratejiler geliştirme çabalarını hızlandırmış durumda. Fransa’nın savunma harcamalarını GSYH’nin %3,5’ine çıkarması ve Avrupa’nın nükleer güvenliği konusunda yeni bir tartışma başlatması, Paris’in bölgesel güvenlik politikalarında daha aktif bir rol üstlenmeye hazırlandığını gösteriyor.
Kaynak: M5