Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Salı günü gerçekleşeceği açıklanan telefon görüşmesinden sonra Ukrayna’da 30 günlük bir ateşkes için umut doğacağı belirtilirken, İngiltere-Fransa ittifakı, Ukrayna topraklarında güvenlik garantörü olarak yer alacak çok uluslu gücün yapılanması sürecine hız verdi. Rusya’nın ikinci adamı olarak adlandırılan Dimitri Medvedev Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de yer alması beklenen bu gücün Ukrayna’ya yerleşmesinin büyük savaşın başlangıcı olacağını açıkladı.
Amerikan tarafı, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleşen Ukrayna-ABD görüşmelerinden sonra Kiev yönetiminin kabul ettiği 30 günlük ateşkesi, kabulü imkansız yeni şartlar ileri sürerek red eden Rus lider Vladimir Putin ile Amerikan Başkanı’nın Salı günü görüşeceğini açıklayan taraf oldu.
Moskova’ya yaptığı ziyarette Putin ile görüşen Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un açıklaması Beyazsaray’ın Salı günkü görüşmeden umutlu olduğunu gösterdi:
“Başkan Putin ile yaklaşık dört saatlik bir görüşmem oldu. Görüşmenin genel anlamıyla olumlu ve geleceğe dönük umut verici olduğunu söyleyebilirim. Ulusal Güvenlik Danışmanımız Mike Waltz ve Dışişleri Bakanımız Marco Rubio’nun önderlik ettiği görüşmelerde Suudi Arabistan’dan gerçekten olumlu sonuçlar aldık. Başkan Putin ile yaptığım görüşmeyi de aynı derecede olumlu olarak nitelendiriyorum. Bu ziyaretten önce başka bir ziyaret daha olmuştu ve o ziyaretten önce iki taraf bulundukları noktadan kilometrelerce uzaktaydı. İki taraf bugün çok daha yakın.”
Trump Pazar günü Air Force One uçağında gazetecilere yaptığı açıklamada, 18 Mart’ta Putin ile görüşmeyi planladığını söyledi.
Gazeteci Yashar Ali’nin aktardığına göre Trump, “Belki Salı günü duyuracak bir şeyimiz olup olmadığına bakacağız. Salı günü Başkan Putin ile görüşeceğim . Hafta sonu çok fazla çalışma yapıldı. Bu savaşı sona erdirebilir miyiz diye görmek istiyoruz. Topraktan bahsedeceğiz. Elektrik santrallerinden bahsedeceğiz” dedi .
Genelkurmay başkanları Londra’da buluşuyor
İki “nükleer” Avrupalı güç olarak İngiltere ve Fransa’nın muhtemel bir ateşkes halinde Ukrayna’nın güvenliğini garanti amacıyla bu ülkenin topraklarına çok uluslu bir gücü yerleştirme çalışmaları da sürüyor.
15 Mart günü, aralarında Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu 29 ülke liderini Londra merkezli çevrimiçi bir konferansta bir araya getiren İngiltere Başbakanı Keir Starmer, önümüzdeki Perşembe günü bu devletlerin genelkurmay başkanlarını ağırlamaya hazırlanıyor. Söz konusu toplantıya, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda liderlerinin de katılması dikkat çekmişti.
Starmer gelişmeyle ilgili açıklamasında ilkesel olarak Ukrayna topraklarına asker göndermeyi kabul eden devletlerin en üst düzey komutanlarının bu konuda hazırlanacak askeri planları hızlandırmak ve son şeklini vermek için bir araya geleceklerini söyledi.
Starmer, Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte, herhangi bir barış anlaşmasından sonra Ukrayna’yı korumak için müttefik uluslardan oluşan bir “istekli koalisyon” oluşturuyor. Ancak, Birleşik Krallık ve Fransız liderlerinin Beyaz Saray’a bunu sağlaması için lobi faaliyetlerinde bulunması nedeniyle, ABD hava istihbaratı ve hava desteği olmadan bir anlaşma imzalanırsa bunun nasıl görüneceği konusunda önemli sorular var. Paris’te önceden gerçekleşen ve 37 devletin genelkurmay başkanlarının katıldığı toplantının devamında, olası harekatın Amerikan bağlantısının da üzerinde durulacağı belirtiliyor.
Starmer, bu konuda, “Amerikan bağlantısının önemli olduğunu herkes biliyor. Bunun sağlanması gerektiğinde görüş birliği var, eğer Amerikan bağlantısı olmazsa, işlerin zor yürüyeceği açıktır” dedi.
İngiliz Başbakan Keir Starmer ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Putin’in ateşkesle ilgili açıklamalarını zayıf, ve barışı getirmekten çok uzak olduğu şeklinde yorumlamaları da dikkat çekti.
Türkiye işgale karşı aktif rol üstleniyor
Paris’teki ilk toplantıya katılan ve bu toplantı çerçevesinde özellikle İngiliz ve Fransız mevkidaşları ile üçlü özel bir toplantı da yapan Türk Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak’ın Londra toplantısına katılması bekleniyor. Türkiye, Amerika-Avrupa arasında yaşanılan son jeopolitik kırılma sonrasında, tavrını Avrupa’dan yana koydu ve yeni Avrupa güvenlik mimarisinin yapılanması sürecinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin etkin görev alacağının işaretlerini güçlü şekilde verdi.
Avrupa Birliği üyesi olmayan İngiltere, özellikle, Savunma Bakanı Nick Healey’in gerçekleşen son Ankara ziyareti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’ni ve bağlantısında milli savunma sanayi alt yapısını bu süreçte çok önemsediğini resmen duyurdu.
Türkiye, Pazar günü yaptığı açıklamayla, Rusya’nın Ukrayna’ya dönük işgal politikasına karşı duruşunu bir kez daha sergiledi. Türk Dışişleri Bakanlığı’nın Kırım’ın ilhakının yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada şöyle denildi:
“Ukrayna Kırım Özerk Cumhuriyeti’nin on bir yıl önce bugün (16 Mart) gayrımeşru bir referandumla Rusya Federasyonu tarafından ilhakının yıl dönümünde uluslararası hukukun ihlalini teşkel eden Kırım’daki fiili durumu tanımadığımızı ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egelenliğini desteklediğimizi bir kez daha vurguluyoruz. Yarımadanını yerli halkı Kırım Tatar Türklerinin durumu başta olmak üzere Kırım’daki gelişmeleri yakından izlemeyi ve uluslararası toplumun gündeminde tutmayı sürdüreceğiz.”
Macron: Rusya’dan izin alacak değiliz
Emmanuel Macron, olası bir ateşkesin ardından Fransa, İngiltere ve diğer ülkelerin Ukrayna’ya güvenlik garantisi vermesinin, “kitlesel” asker konuşlandırmayı hedeflemediğini, bunun yerine Rusya’nın iznine ihtiyaç duymadan Ukrayna’daki kilit noktalara birkaç bin askerlik birlikler gönderebileceğini söyledi.
Fransa Cumhurbaşkanı, Le Parisien ve La Dépêche de Midi de dahil olmak üzere bölgesel Fransız gazetelerine yaptığı açıklamada , “birkaç Avrupa ülkesinin ve hatta Avrupa dışı ülkelerin” Rusya ile gelecekte bir barış anlaşması sağlamak amacıyla Ukrayna’ya olası bir konuşlanmaya katılmaya “isteklerini ifade ettiklerini” söyledi.
Bunun, Ukrayna’daki “kilit noktalara” konuşlandırılacak her eyaletten “birkaç bin askerin” eğitim programları yürütmesini ve “uzun vadeli desteğimizi göstermesini” içerebileceğini söyledi.
Macron, cumartesi günü verdiği röportajda, NATO ittifakına üye ülkelerden gönderilmesi önerilen birliklerin Ukrayna için “güvenlik garantisi” işlevi göreceğini ve “birkaç Avrupa ülkesinin ve ayrıca Avrupa dışından ülkelerin, onaylandığında böyle bir çabaya katılmaya istekli olduklarını” ifade etti.
“Ukraynalılar hiçbir koşulda güvenlik garantisi olmadan toprak tavizi veremezler” diye ekledi.
Kremlin’den açık tehdit
Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Vekili, Dimitri Medvedev NATO üyesi ülkelerden Ukrayna’ya “barış gücü” gönderilmesinin askeri blok ile Moskova arasında tam kapsamlı bir savaşı tetikleyeceği uyarısında bulundu.
Medvedev, Pazar günü X sitesinde yaptığı paylaşımda , Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile İngiltere Başbakanı Keir Starmer’ın “aptal numarası yaptıklarını” belirtti.
Medvedev, “Onlara defalarca barış güçlerinin NATO üyesi olmayan ülkelerden olması gerektiği söylendi. Hayır, hala, on binlerce askeri Ukrayna’ya göndereceğiz diyorlar, o zaman Kiev’deki neo-nazilere askeri yardım yapmak istediğinizi açıklayın. BU NATO İLE SAVAŞ DEMEKTİR. TRUMP’A DANIŞIN, ALÇAKLAR…” dedi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov da daha önce yaptığı açıklamada, NATO askeri personelinin barış gücü kisvesi altında bile olsa Ukrayna’ya konuşlandırılmasının, “NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı savaşa doğrudan, resmi ve açık bir şekilde dahil olması” anlamına geleceğini savunmuştu.
Kaynak: M5