ABD istihbaratının başına 'Putin'in kızı' Tulsi Gabbard - M5 Dergi
DünyaGenelÖne Çıkan

ABD istihbaratının başına ‘Putin’in kızı’ Tulsi Gabbard

Abone Ol 

2015 yılının yaz aylarında Türkiye-Suriye sınırına Amerikan Temsilciler Meclisi Dışilişkiler Komitesi üyesi  sıfatıyla bir kadın geldi. Görevi, Rusya’nın Beşar Esed’in çağrısı sonrasında Suriye’ye yapmış olduğu ve ağır sivil kayıplarına, Halep başta Ortadoğu kültür abidesi kentlerinin yıkılmasına neden olan müdahalesinin sonuçlarını takip ve raporlamaktı.

Kongre üyesi kadının adı, Tulsi Gabbard’dı.

Üç Suriyeli kız çocuğuyla karşılaştığında yanında çevirmen olarak Suriyeli aktivist Muaz Mustafa vardı ve üç çocuk da Rus savaş uçaklarının sürdürdüğü bombardımandan vücutlarında ağır yanıklar ile kurtulabilmişlerdi. Tulsi Gabbard’ın onlara bir sorusu vardı: “Sizi bombalayanın İŞİD değil de Rus veya Beşar Esed’in savaş uçakları olduğuna nereden eminsiniz?”

Muaz Mustafa, sustu, kadını şaşkına çeviren bir tavırla soruyu çocuklara yöneltmedi, daha sonra yaşadıklarını paylaştığı İngiliz The İndependent gazetesi editörüne şöyle diyecekti: “O üç kız çocuğu İŞİD’in kendilerini bombalayacak savaş uçaklarına sahip olmadığını, bunu orada yapabilecek tek hava gücünün Rus ve Beşar’ın pilotları olduğunu biliyorlardı. Onlara böyle bir soruyu çevirmekten utandım. Soruyu anlamalarını istemedim. O dakikadan sonra tek hedefim, bu, içinde en ufak bir empati duygusu taşımayan şeytanı Rusya ve Esed’in kurbanlarından uzak tutmaktı…”

Tulsi Gabbard, Rusya yanlısı kararlı görüşleriyle hiç değişmeden bugün Amerikan Ulusal İstihbarat Direktörü ve son dönemde Amerikan Başkanı Donald Trump’ın Vladimir Putin yanlısı çıkışlarını, Ukrayna’ya dönük saldırılarını, Başkan Yardımcısı JD Vance ile birlikte düzenleyen, yalan bilgileri fısıldayan karakter olarak biliniyor.

Trump’ın yakın çevresinde onu, Ukrayna lideri Volodimir Zelensky’i “diktatör” olarak tanımlamaya gidecek kadar “dolduran” isimlerin arasında geçen yıl Vladimir Putin ile ses getiren bir söyleşi yapah Fox News’dan Tucker Carlson da yer alıyor.

Geçtiğimiz haftalarda atandığı görevin onay sürecinde Senato toplantılarında “Rusya yanlısı” olarak ağır eleştiriler alan Tulsi Gabbard’ın “Ukrayna Savaşı’nı Zelenski çıkardı” saçmalığını ortaya çıkaran isim olduğunda artık herkes birleşmiş durumda…

JD Vance’in 2022 yılında Putin’in Ukrayna işgalini başlatmasından bir-iki gün önce, Amerikan siyasetinin ünlü faşisti ve bugün de Avrupa’daki faşist hareketleri bir çatı altında toplama manevrasının lideri Steve Bannon’a, “Ukrayna’d ane olacağı hiç umurumda değil” dediğini artık herkes biliyor. Bannon’un ifadelerine göre, savaşın ilk döneminde Rus ordusunun gerçekleştirdiği katliam ve vahşet ortaya çıktığında da aynı tavrını sürdürdüğünü söylüyor.

The Guardian’da Washington’dan yazan Robert Tait analizine göre Trump ve ekibinin Rusya lideri Putin’u bu ölçüde bağlılığının temelinde 2016 seçiminde Moskova’dan aldıkları destek yatıyor. Tait, “Aslında dönemin istihbaratı Rusya’nın 2016 seçimine müdahale ettiğini ve Trump’a Hillary Clinton karşısında bir zafer hediye ettiğini belgelemişti. Trump Özel Savcı Mueller’in hukuki sürecinde kurtulmak için Zelenski’den Joe Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın Ukrayna’daki yolsuzlukları ile ilgili bilgi açıklamasını istemiş, bunun duyulması da başkanlık gücünün şahsi çıkar amaçlı kullanılması olarak değerlendirilerek Trump hakkında azil sürecinin başlamasına neden olmuştu…

  • AMERİKAN İSTİHBARATININ BAŞINDA BİR PUTİN SEVDALISI…

Gabbard, Demokrat Parti’den ayrılmadan, Donald Trump’ın gözüne girmeden ve onun Ulusal İstihbarat Direktörlüğü adaylığını almadan önce bile, Rus propagandasının üretken bir dağıtıcısı olarak tanınıyordu.

Gabbard, Rusya’nın parmağının olduğu hemen hemen her dış çatışmada Moskova’yı destekledi ve ABD’ye karşı çıktı. Geçmişte Kremlin propagandasını desteklemesi, adaylığına karşı koridorun her iki tarafında da önemli bir muhalefete yol açtı.

Savaş karşıtı Demokrat’tan Moskova yanlısı MAGA (Make America Great Again)  savaşçısına yolculuğu Suriye’de başladı. Yıkıcı çatışma, 2011’de Esad rejimi tarafından acımasızca ezilen demokrasi yanlısı ayaklanmalar tarafından tetiklendi. Dünya çapında aşırı İslamcıları ve küresel güçleri kavgaya çeken karmaşık bir hizipler ağına dönüştü.

Sahada kaynak ağı bulunan İngiltere merkezli bir izleme grubu olan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), Mart 2023’e kadar 503.064 kişinin ölümünü belgeledi . Aynı dönemde en az 162.390 sivilin öldüğünü ve bu ölümlerin 139.609’undan Suriye hükümeti ve müttefiklerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Ancak Irak Savaşı’nın gazisi olan Gabbard, tüm bunları Batı tarafından körüklenen ve diktatörü iktidardan uzaklaştırmayı amaçlayan bir ” rejim değişikliği savaşı ” olarak görüyordu. Esad’ı ve çatışmaya girdiğinde Rusya’yı aşırılıkçı bir ayaklanmaya karşı devletin meşru savunucuları olarak görüyordu.

Rusya’nın 2015 yılında diktatör Esad’ın yanında Suriye savaşına girmesi üzerine Gabbard, Moskova’nın yıkıcı hava saldırılarının yol açtığı sivil kayıpların binlere ulaşmasına rağmen bu hamleye destek vermişti .

“El Kaide bize 11 Eylül’de saldırdı ve yenilmeli. Obama Suriye’de onları bombalamayacak. Putin bombaladı. #neverforget911” diye yazdı Twitter’da.

Gabbard’ın üye olduğu dönemde Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde Suriye konusunda iki kez ifade veren Ortadoğu Enstitüsü’nün kıdemli araştırmacısı Charles Lister, yıllarca onun savaş hakkındaki çeşitli komplo teorilerini çürütmek için çalıştı.

Lister, “Suriye’deki krize ilişkin açıklamaları sanki Esad’ın özel ofisinde, Tahran’da veya Moskova’da yazılmış gibi; Washington’da değil” diye ekledi.

Gabbard, 2015 yılında Esad’ın hava saldırılarının kurbanlarıyla yaptığı görüşmeden etkilenmemişti. Hatta iki yıl sonra Şam’a giderek Suriye Devlet Başkanı’yla şahsen görüştü ve görüşlerinden daha da emin bir şekilde ayrıldı.

Kongre üyesi, Esad’la görüşmek için yaptığı ziyaretin, çatışma başladığından bu yana görevdeki bir ABD milletvekilinin gerçekleştirdiği ilk ziyaret olduğunu ve amacının savaşı sona erdirmek olduğunu söyledi.

O dönem CNN’e verdiği demeçte, “Suriye halkını ve onların acılarını gerçekten önemsiyorsak, barışı sağlama olasılığı varsa ihtiyaç duyduğumuz herkesle görüşebilmemiz gerektiğini düşündüm” demişti.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi üzerine Gabbard yine Rus saldırganlığını savundu.

2022’de Twitter’da “Biden Yönetimi/NATO Rusya’nın meşru güvenlik endişelerini kabul etseydi, bu savaş ve acı kolayca önlenebilirdi” diye yazdı.

  • PUTİN’İN KIZI ASLINDA BATI GÜVENLİĞİ İÇİN RİSK…

Gabbard, Suriye’de yaptığı gibi, Rusya tarafından desteklenen çatışma hakkındaki çeşitli komplo teorilerine kanmış gibi görünüyordu. Bu komplo teorilerinden biri, Ukrayna’da ölümcül patojenler ürettiği varsayılan düzinelerce ABD tarafından finanse edilen biyolaboratuvarın varlığına dair bir Rus iddiasıydı.

Daha sonra bu açıklamalarından geri adım atarak, bazı “yanlış iletişim ve yanlış anlamalar” olabileceğini öne sürdü.

Gabbard’ın Kremlin’in konuşma noktalarını sık sık tekrarlaması, Rus devlet medyasında kendisine övgü kazandırdı. Gerçekten de, 15 Kasım’da Rus devlet kontrolündeki RIA Novosti’de yayınlanan bir makale, Gabbard’ı “süper kadın” olarak adlandıracak kadar ileri gitti.

George Mason Üniversitesi Hayden İstihbarat, Politika ve Uluslararası Güvenlik Merkezi Müdürü Larry Pfeiffer, Gabbard’ın yabancı dezenformasyona karşı belirgin duyarlılığının ve diktatörlere olan yakınlığının, ABD’nin ortak tehditler konusunda düzenli olarak istihbarat paylaştığı Amerikan müttefiklerinin duraklamasına yol açacağını söyledi.

Pfeiffer, yabancı müttefiklerin, başkan seçilen kişinin sicili göz önüne alındığında, ikinci bir Trump yönetiminin istihbaratı nasıl ele alacağı konusunda muhtemelen endişeli olduğunu söyledi. Ayrıca Gabbard’ın DNI olarak onaylanmasının, tedirgin ortaklar arasında daha da fazla soruna yol açacağını öngördü.

“Sanırım olgun bir düzeyde başa çıkabilecekleri bir Amerikalı sırdaşları olduğunu hissetmezler,” dedi. “Size garanti edebilirim ki, İngilizler de dahil olmak üzere Avrupa’nın yabancı istihbarat servisleri şu anda … bunun ne anlama geleceği, nasıl çalışacağımız ve şimdi ne yapacağımız hakkında küçük yan görüşmeler yapıyor.”

Eski ABD istihbarat görevlisi ayrıca Gabbard’ın yabancı söylemleri yayma sicilinin, DNI’ın ulusa yönelik tehditler hakkında başkana brifing verme gibi önemli bir sorumluluğunu yerine getirip getiremeyeceğini sorgulattığını söyledi.

The Independent’a şunları söyledi : “Tulsi Gabbard gibi birinin, Kremlin’in not defterinden çıkmış gibi görünen uzun açıklama geçmişine, onların bakış açılarından etkilenme eğilimine baktığınızda, şu soru ortaya çıkıyor: İstihbarat camiasının bakış açısını olduğu gibi sunma yeteneğine sahip mi, yoksa onu göz ardı edip, etkileyecek, renklendirecek ve değiştirecek ya da görmezden gelip sadece kendi görüşünü sunacak biri mi olacak?

“Bence bu aynı zamanda yargı sorularını da gündeme getiriyor. Biliyorsunuz, burada yanlış bilgiye, komplo teorisine çok yatkın görünen bir birey var. Bu, Amerika’nın ulusal güvenliği konusunda endişe duyan herkesi endişelendirmeli,” diye ekledi.

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close