Analiz: Türkiye’nin jeopolitik üstünlüğü Şii-İsrail yakınlaşmasını yaratıyor! Şii Milisler İsrail’e saldırmayacak
Suriye’de muhalefet güçlerinin iki haftadan kısa bir süre diliminde Baas rejimini ve Esed hanedanını devirmesinden sonra ortaya çıkan Türkiye’nin jeopolitik üstünlüğü, Ortadoğu’daki cephelerin yeniden yapılanmasına da yol açıyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın gerçekleştirdiği Şam ziyaretinden gelen görüntüler, özellikle Heyet Tahrir ül-Şam lideri Ahmet el-Şera ile yılların derinliğinden gelen dostluğunun olduğunun anlaşılması, iki başkentte ortak endişenin doğmasına neden oldu: Tel Aviv ve Tahran!
Son dönemde Hamas üzerinden Gazze, Hizbullah üzerinden Lübnan ve Suriye’de karşı karşıya gelen iki “düşman başkent” bugün, Türkiye’nin kazanımlarını baltalamanın ortak arayışlarını sürdürmeye başladılar.
Lübnan’da ilan edilen ateşkesin kurumsal olarak sürmesinden sonra Irak’ta yaşanılan bir başka askeri gelişme, Ortadoğu’nun geleceğinde çok farklı temas ve hatta ittifakların yaşanabileceğinin ilk işaretini oluşturdu.
IRAKLI Şİİ MİLİSLER İSRAİL’E SALDIRMAYACAK!
Irak’ta “anayasal güvenlik gücü” olarak kabul edilen İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü’ne bağlı Şii milis gruplar, bundan böyle İsrail’e dönük her hangi bir saldırı gerçekleştirmemekte karar birliğine vardılar.
Hizbullah yanlısı yayın organı El-Ahbar, söz konusu kararın Irak’ın Şii asıllı Başbakanı Şia el-Sudani’nin çabaları sonucunda alındığını da duyurdu. Amerikan yönetimi tarafından “terörist” olarak kabul edilen El-Nuveba Şii milis grubunun lideri aynı gazeteye yaptığı açıklamada, “Milis örgütleri aynı zamanda Suriye’nin içişlerine karışmama, geleceğe dönük yeni kararlar için de seçilmiş başkan Trump’ın izleyeceği Ortadoğu politikasını görme konusunda da anlaştılar. Bu çerçevede, İsrail’e dönük bütün askeri harekatlar durduruldu. İran İslam Cumhuriyeti aynı zamanda, bize, terör örgütü Heyet Tahrir ül-Şam’ın Şam’daki iktidarına karşı izleyeceğimiz politikada tam bir özgürlük tanıdı” dedi.
YENİ KOŞULLAR YENİ KARARLAR GEREKTİRİYOR
İran destekli milis gruplardan Seyid el-Şuheda Tugayı sözcüsü Kazım el-Fartusi’nin açıklaması da dikkat çekiciydi:
“Son dönemde yaşanılan gelişmeler, özellikle Suriye’deki son durum, yeni koşulların oluşmasına ve bizlerin de yeni kararlar almamıza yol açıyor. Kayıplar var, mevcut mevzileri koruma zorunluluğu var, bu çerçevede, bölgedeki ilişkileri ve ittifakları yeniden gözden geçirme durumuyla karşı karşıyayız…”
TÜRKİYE’NİN YÜKSELİŞİ BAŞKENTLERDE SIKINTI YARATTI
Suriye’deki Beşar Esed rejiminin çok yönlü destek almasına rağmen kısa bir süre içinde sadece Türkiye’nin desteklediği güçler tarafından yıkılmış olması öncelikle İran ve İsrail’de ortak endişe yaratmış durumda.
Ortadoğu’nun bu iki kağıt üzerinde düşman devleti, Türkiye’nin yeni jeopolitik gücü karşısında yeni arayışlar sergilemeye başladılar. Bu arada, Beşar Esed rejimini son iki yılda Arap Birliği’ne geri davet edecek ölçüde desteklemeye başlamış olan Körfez ülkelerinden Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın da Şam’da yaşanılan gelişmeler karşısında yeni bir bekle-gör politikasına yönelmesi dikkat çekti.
Arap dünyasının bu iki devleti ve bağlantısında Ürdün-Mısır hattı, Şam’da yükselen Türkiye varlığından doğan rahatsızlıklarını “şimdilik” yüksek sesle ifade etmiyorlar.
HABER MERKEZİ
