ABD İsrail’in İran’a saldırısını perdeledi

Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) Donald Trump yönetiminin İsrail saldırısından önceki üç gün içinde sergilediği politika, Washington’un saldırıyla tam bir uyum içinde olduğunu ve sürpriz zamanlamayla gelen bombalamayı perdeleme amaçlı adımlar attığını gösterdi.

Süreç, Amerikan yönetiminin Bağdat başta Ortadoğu’daki önemli başkentlerde bulunan büyükelçiliklerinde personel azaltmaya başlamasıyla gündeme geldi. Başkan Trump, bu konudaki soruları yanıtlarken, “Personeli ve ailelerini korumak durumundayız, çünkü, Ortadoğu yakında güvenilir olmayan bir bölge olabilir” dedi.

ABD’li yetkililer, isimlerinin açıklanmaması koşuluyla, Trump’ın yakın zamanda Başbakan Binyamin Netanyahu’yu, ABD’nin Tahran’la diplomatik ilişkileri devam ederken böyle bir saldırıya karşı uyarmasına rağmen, Washington’un önümüzdeki günlerde İsrail’in İran’a karşı askeri bir eylemde bulunabileceğinden endişe duyduğunu söyledi.

Washington’da medyaya sızdırılan bilgiler, Amerikan istihbaratının, İsrail’in İran’a dönük saldırısının yaklaştığı yönündeki raporları olduğunu fakat bu saldırının hemen yaşanmasının düşünülmediği yönündeydi.

Trump, Beyaz Saray’da düzenlenen etkinlikte gazetecilere yaptığı açıklamada, “Yakın gelecekte olacak demek istemiyorum ama çok kolay gerçekleşebilecek bir şey gibi görünüyor” dedi ve İran’ın nükleer silah geliştirmesine izin veremeyeceğini sözlerine ekledi.

Trump, “Çatışmadan kaçınmayı çok isterim,” derken, “İran biraz daha sert pazarlık yapmak zorunda kalacak, bu da bize şu anda vermek istemedikleri bir şeyi vermek zorunda kalacakları anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.

Trump, İsrail saldırısının başlamasından yaklaşık 4 saat önce bile, İsrail’in tek taraflı bir kararla İran’a saldırmasına karşı olduğunu, bunu Netanyahu’ya da söylediğini ve Amerikan yönetimi olarak İran’la diplomatik müzakerelere önem verdiklerini vurguluyordu.

İran’ın belki de gafil avlanmasına neden olan gelişmeler arasında Amerikan ve İran heyetlerinin önümüzdeki Pazar günü Umman’ın başkenti Muskat’ta toplantı yapacak olmasıydı. Amerikan medyası ısrarla, Trump’ın telefonla görüştüğü Netanyahu’ya, “İran’la görüşmeler sürerken bu tür bir saldırı düzenlememesi yönünde baskı yaptığını” ileri sürdü.

Saldırı olduğunda, Trump, Beyazsaray bahçesinde kendisine destek olan siyasetçiler ile bir aradaydı ve haber kendisine iletilmesine rağmen, bir gelişme yokmuş gibi el sıkma ve sohbet etme gösterisine devam etti.

Yaşanılanlar, aslında Amerikan yönetiminin, Birleşmiş Milletler Nükleer İzleme Kurulu’nun son “İran nükleer silahların yayılması anlaşmasını çiğneme noktasına geldi” raporundan hemen sonra bu tür bir saldırının yaşanacağını bildiğini ve usta taktikler ile bu saldırının zamanlamasını gizlediğini gösteriyor.

Trump özellikle Perşembe günü saldırı öncesi son açıklamalarında, bu tür bir çatışma istemediğini, muhtemel bir İran-İsrail savaşının Hürmüz Boğazı’nın kapatılması nedeniyle petrol fiyatlarında büyük sıçrama yapmasına neden olacağını söylemişti.

ABD’nin telaşı bölgedeki üsleri ve personeli

Amerika’nın bu saldırının her aşamasından haberdar olduğu ve hatta planlamalarını da bildiği artık bilinirken, Washington yönetiminin saldırı ile arasına mesafe koymasının ana nedeninin Ortadoğu’daki askeri üsleri olduğu da ortaya çıktı.

İran yönetimi daha önce yaptığı açıklamalarda bir İsrail saldırısı halinde bölgedeki Amerikan askeri varlığının da hedef alınacağını duyurmuştu. Bu açıklama, Irak ve Suriye’deki Amerikan askeri üslerinin yanında Bahreyn, Katar ve Türkiye’deki askeri varlığını da içeriyor.

İran’ın Türk toprakları üzerindeki Kürecik ve İncirlik’teki Amerikan askeri varlığını hedef alması, Ankara-Tahran arasındaki hassas dengeler açısından zor görünüyor. İran aynı şekilde, Körfez ülkelerinden Katar ile olan ilişkisinde de hassasiyet gösteriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio saldırılardan hemen sonra yaptığı açıklamada, Amerika’nın bu saldırılarda yer almadığını ısrarla vurguladı.

Dışişleri Bakanı Marco Rubio yaptığı açıklamada, “Bu gece İsrail, İran’a karşı tek taraflı bir eylemde bulundu. Biz İran’a yönelik saldırılarda yer almıyoruz ve en büyük önceliğimiz bölgedeki Amerikan güçlerini korumaktır” dedi.

“Başkan Trump ve yönetim, güçlerimizi korumak ve bölgesel ortaklarımızla yakın temas halinde kalmak için gerekli tüm adımları attı. Açıkça belirteyim: İran, ABD çıkarlarını veya personelini hedef almamalıdır.”

Bu arada İsrail’in BM Daimi Temsilcisi Danny Danon’un CNN’e yaptığı açıklamada, İsrail’in İran’a dönük saldırıyı Amerika ile istişare ettiğini fakat saldırı kararının Amerika’dan bağımsız olarak alınıp uygulandığını vurgulaması dikkat çekti. Dannon, “İran’dan doğabilecek ağır misilleme halinde savaş tırmanırken Amerika’dan destek bekler misiniz” sorusunu ise, “Bu aşamada spekülasyonlar üzerinden konuşmayalım” diyerek cevaplamayı tercih etti.

Kaynak: M5