“Çin’in ‘Kuantum Radarı’ Savaşların Kurallarını Değiştirecek” (Çeviri/Analiz)

Çin ve Avustralya’daki bilim adamları, kuantum fiziği alanındaki gelişmelerin yirmi birinci yüzyılda savaşların kurallarını değiştirmede rol oynayacağını iddia ediyor.

War Is Boring’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Uydularda denizaltı savaşını etkilemek için kuantum sensörleri kullanabilir. Yerçekimi alanlarını tespit etmek ve ölçmek için tasarlanmış sensörlerin hassasiyetini artırabilen kuantum gravimetreleri kullanan uydular, potansiyel olarak denizaltıları tespit edebilir ve yerlerini ince hassasiyet seviyeleriyle haritalayabilir.

Bazı değerlendirmelere göre, Virginia ve Sea Wolf  sınıfı saldırı denizaltıları gibi günümüzün son teknoloji denizaltılarının, ortalama okyanus arka plan seslerinden yalnızca beş desibel daha yüksek sesle çalıştığı değerlendirilmektedir. 

Analistler, son derece hassas ve düşük frekanslı sonarlara ulaşabilecek ve akustik-gizliliği tamamen atlayabilen gelişmiş uydu tabanlı optik algılayıcılara ve bilgisayar işlemcilerine ulaşılabileceğini değerlendiriyor. Çin ise bunu başarmış görünüyor. Çin, beş yüz metre derinliğe kadar batan gemileri tespit etmeyi amaçlayan uydu tabanlı bir lazer izleme sistemi bile geliştiriyor .

Son zamanlarda, kuantum mekaniği alanı, çok sayıda savaş alanında yerleşik paradigmaları bozma potansiyelini giderek daha fazla göstermiştir.

Hala tutarlılık sınırlamalarıyla karşı karşıya kalmalarına rağmen, kuantum sensörleri ve kuantum iletişim cihazları, geleneksel radyo frekansı sensörlerinin sınırlamalarının ve güvenlik açıklarının birçoğunu potansiyel olarak atlayabilir ve “görünmezlik, radara yakalanmama” özelliğine sahip uçak profillerinde etkili kalabilir. Çin bu gelişmelere ve ‘kuantum radarına’ erken bir liderlik yapmış gibi görünüyor, ancak teknolojinin operasyonel olarak uygulanabilir bir sisteme ne kadar çabuk dönüştürülebileceği zamanla görülecek.

Günümüzde akustik algılama yöntemi denizaltıları tespit etmek ve izlemek için birincil yöntem olmaya devam ediyor. 

Kuantum Pusulası mı?

Kuantum teknolojisi, aynı zamanda, denizaltının yörüngedeki uydulara bağımlılığını engelleyerek rotada kalmasını engelleyen gelişmiş bir seyir sensörü görevi de görebilir.

Jamestown Vakfı’ndan Elsa Kania ve Stephen Armitage şunlara dikkat çekiyor:

“Kuantum pusulası” özellikle denizaltılar ve konumlarının yüksek doğruluk düzeyiyle tam olarak belirlenmesine olanak tanıyan diğer denizcilik platformları için de yararlı olacaktır. Kuantum navigasyonu, ülkeleri operasyonel olarak uzay tabanlı konumlandırma sistemlerine bağımlılıktan kurtarabilir. “

Kania ayrıca Kuantum navigasyonunun da örtük saldırı potansiyeline sahip olduğuna dikkat çekiyor: Bu teknolojiler, füze sistemlerinin hassas vuruş yeteneklerini geliştirmek için de uygulanabilir.

Bununla birlikte kuantum sensörleri, uydular da denizaltı savaşını etkilemek için de kullanabilir. Yerçekimi alanlarını tespit etmek ve ölçmek için tasarlanmış sensörlerin hassasiyetini artırabilen kuantum gravimetreleri kullanan uydular, potansiyel olarak denizaltıları tespit edebilir ve yerlerini ince hassasiyet seviyeleriyle haritalayabilir.

Çin ayrıca, molekülleri uzun mesafelerde kuantum dolaşıklığı kullanma konusunda ciddi atılımlar yaptı. Bununla birlikte, Çin ve Avustralya’daki bilim adamlarının kuantum fiziği alanındaki gelişmelerin yirmi birinci yüzyılda deniz altı savaş kurallarını değiştirmede rol oynayacağını iddia ettikleri açıktır.

Kaynak: M5