Hindistan, elinde daha çok iptidai denebilecek karmaşık hava savunma sistemleri olan bir ülke. Ayrıca, çok katmanlı ve entegre bir hava savunma ağı oluşturabilmiş de değil. İşte bu durumdaki Hindistan, şimdi Çin ve Pakistan kaynaklı tehditlere karşı, 5,4 milyar $ karşılığında Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini tedarik ediyor.
M5 Ankara Temsilcisi Yusuf Alabarda tarafından M5 Dergi Aralık sayısı için kaleme alınmıştır.
Pandemi kaynaklı küresel ekonomik sıkıntılara ve dünya ekonomisindeki küçülmeye rağmen, dünya silah pazarı her geçen yıl daha da büyümekte. SIPRI 2020 raporuna göre, dünyadaki askeri harcamalar 1988 yılından bu yana ilk kez yaklaşık 2 trilyon $ civarında bir büyüklüğe ulaştı. Türkiye de yaptığı askeri harcamalar ile 40 ülke içerisinde 16’ncı sıraya yerleşti. Bu sıralama aslında Türkiye’nin küresel ölçekteki ekonomik büyüklüğü ile mütenasip.
Türkiye’nin savunma harcamaları içinde önemli bir paya sahip olan S-400 hava savunma sistemleri tedarik edildiğinden bu yana, ABD ve Türkiye arasındaki gergin ortam bir türlü olması gereken seviyeye gelemiyor; sanırım uzun bir süre daha bu ilişkilerin seyrinde kayda değer bir değişim de olmayacak. Ülke liderlerinin baş başa yaptığı görüşmelerde, iki ülke arasındaki krizin ateşine yakıt dökecek söylemlerden kaçınma konusunda mutabık kalındığı dillendirilse de, ana ihtilaf konuları halledilmediği sürece ilişkilerin seyrine girmesi de pek mümkün gözükmüyor.
S-400 hava savunma sistemlerinin tedarik edilmesi sonrası ABD tarafından Türkiye’ye ‘ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası’ olarak bilinen (CAATSA) kapsamında yaptırımlar uygulanmaya başladı. Her ne kadar Türkiye’nin S-400 sistemlerini satın aldığını ilan ettiği tarih olan Temmuz 2017’de CAATSA henüz yürürlükte olan bir yasa statüsünde olmasa da, ABD yasa hükümlerini geriye doğru yürütmekte bir beis görmedi.
ABD, CAATSA yaptırımlarını uygulamakla kalmadı, aynı zamanda teknik anlamda doğruluğu ispatlanmayan gerekçeleri ileri sürerek Türkiye’yi F35 Müşterek Taarruz Uçağı projesinden de çıkardı.
ABD yönetimleri 1947 yılında başlayan Truman yardımlarından bu yana, Türkiye’ye zaman zaman ambargo uygulamaktan, başkanları eliyle mektuplar göndererek tehdit etmekten; terör ile mücadelesinde acısını paylaştığını beyan etmesine rağmen, en temel terör ile mücadele ekipmanlarını dahi satmaktan imtina eden bir ülke olageldi.
Kuşkusuz bunda Türkiye’nin siyaseten geçirdiği istikrarsız yılların, her on yıla sığdırılmış askeri darbelerin, kötü ekonomik koşulların ve iki kutuplu dünya düzeninin rolü oldukça büyük.
Şimdi dünyanın gündeminde Hindistan’ın Rusya’dan satın almak istediği S-400 hava savunma sistemleri var. Türkiye gibi bir müttefikine Rusya’dan savunma sanayisi ürünleri alarak ABD’nin hasımlarını güçlendirdiği iddiasıyla yaptırımlar uygulayan ve konuyla alakasız bir şekilde Türkiye’yi F-35 Müşterek Taarruz Uçak programından çıkaran ABD, Türkiye’nin iki katı değerinde bir alım yaparak CAATSA kapsamına giren Hindistan’a da yaptırım uygulayacak mı?
