Japonya son sınıf denizaltı JS Toryu'yu suya indirdi - M5 Dergi
Dünya

Japonya son sınıf denizaltı JS Toryu’yu suya indirdi

Abone Ol 

ABD ile Çin ve Rusya arasında artan gerilim artarken ABD yanlısı olarak bilinen Japonya, JS Toryu (SS-512) denizaltısını Yokosuka merkezli 2. denizaltı filosunun 6. Denizaltı Takımına kattı.

Japonca savaşçı ejderha anlamına gelen JS Toryu, Japon Donanmasının lityum iyon pilleri kullanan dizel elektrikli ikinci denizaltı olması olma özelliği taşıyor.

Yapımına Ocak 2017’de başlayan ednizaltı Kasım 2019’da tamamlandı.

Japonya’nın Soryu sınıfı denizaltıları

Havadan bağımsız tahrik sistemine sahip dizel elektrik denizaltılardır. Japonlar Soryu sınıfı için gelişmiş lityum bataryalar geliştiriyor. Böylece denizaltıların su altında kalış süresi artacak.

Soryu sınıfı denizaltılar için İsveçli Saab’ın Konkums Stirling AIP havadan bağımsız tahrik sistemi konusunda destek alındı. İlk denizaltıda İsveç’ten hazır alınan Kockums Stirling sistemi kullanıldı. Denizaltı tasarımı da Kockums şirketinin tasarımı, şu an İsveç Donanması için üretilmekte olan denizaltılara çok benzer.

Denizaltıları Japonya’nın en büyük şirketlerinden olan Mitsubishi ve Kawasaki firmaları üretiyor. 12 denizaltı üretimi hedeflendi. 11 denizaltı aktif hizmette. Son denizaltının inşa süreci devam ediyor. İlk denizaltı 2009’da donanmaya katılmıştı. 11 yılda 11 denizaltı envantere alındı.

Dünyada yeniden ittifaklar belirleniyor

ABD-İngiltere ile Rusya-Çin ikilileri arasında hızla tırmanan gerilim, kısa vadede daha fazla ülkenin taraf seçmeye zorlanacağı bir cepheleşmeye gidiyor.İki büyük dünya savaşında olduğu gibi, mesele bu defa tercih edilen ittifakla aynı siperi paylaşmakla sınırlı kalmayacak.

İttifaklar arasında yapılacak tercih savunma, ekonomi, uzay çalışmaları, enerji, siber mücadele, 5G teknolojileri, aşı savaşları gibi pek çok karmaşık alanda ülkelerin sahip olacakları kabiliyetleri de etkileyecek.

ABD’nin diplomasi dili, Rusya ile savunma ya da enerji alanında işbirliği yapan Türkiye, Almanya ve Hindistan gibi ülkeleri yalnızca taraf seçmeye zorlamakla kalmıyor, sindirmeyi de hedefliyor. Kim bilir belki de bu kutuplaşma ve baskıcı dil, 1961’de olduğu gibi, bir “Bağlantısızlar Hareketi”nin yeniden doğuşunu da beraberinde getirir.

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close