Rus Medyası: "Türkiye Kanal Projesi ile Jeostratejik ve Ekonomik Olarak Güçlenmeye Çalışıyor" (Çeviri/Analiz) - M5 Dergi
Öne ÇıkanStrateji Analiz

Rus Medyası: “Türkiye Kanal Projesi ile Jeostratejik ve Ekonomik Olarak Güçlenmeye Çalışıyor” (Çeviri/Analiz)

Abone Ol 

Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Doçenti Imemo Ran Vladimir Avatkov Türkiye’nin Kanal İstanbul projesi hakkında Rus Svpressa’da çarpıcı bir analiz kaleme aldı.

Rus Svpressa’de yayımlanan analiz M5 tarafından çevrilmiştir.

Analizde Türkiye içerisindeki tepkileri anlamlandıramadığı tespitine yer veren Avatkov; “Türkiye kendi çıkarlarını ve değerlerini ilerletmek için jeopolitik, jeostratejik konumunu kullanıyor.” ifadelerini kullandı.

İşte analizin çevirisinin ilgili kısımları;

“14 Nisan 2021’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ifade edildiği üzere Montrö Sözleşmesi planlanan İstanbul Kanalı için geçerli olmayacaktır.

Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan, projenin sadece İstanbul Boğazı ve Çanakkale boğazlarını ilgilendirdiği için konvansiyonla ilgili olmadığından emin. Aynı zamanda kanalın inşası boğazlar üzerindeki taşıma yükünü azaltacak ve ekolojileri üzerinde olumlu bir etkiye sahip olacak.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Erdoğan’la geçtiğimiz günlerde yaptığı telefon görüşmesinde bölgesel istikrar ve güvenliği sağlamak için 1936 Montrö Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak Karadeniz Boğazlarının mevcut durumunun korunmasının önemine dikkat çekti.

Türkiye’de ise sözleşmeden çekilme olasılığına ilişkin her türlü tartışmanın durdurulmasını talep eden 100’den fazla emekli Türk amirali Erdoğan’ın daha önce yaptığı açıklamalarla ilgili endişelerini dile getirdi. Böyle bir açıklama skandalının sonucu olarak, bazıları kolluk kuvvetleri tarafından gözaltına alındı. Ama görünen o ki, hem uluslararası bir yasal belge hem de genel olarak durum hakkında kendi vizyonuna sahip olan Türkiye Cumhurbaşkanı’nı bu durum pek rahatsız etmiyor.

Mevcut durumda Türkiye iki sandalyeye oturmaya çalışıyor.  Montrö Sözleşmesi’nin gerekleri İstanbul Boğazı,  Çanakkale Boğazı ve Marmara ile Karadeniz için geçerli. Türkiye bu proje ile kendi çıkarlarını ve değerlerini ilerletmek için jeopolitik, jeostratejik konumunu kullanıyor.

Türkiye için bu proje hem siyasi hem de ekonomik bir karardır. Türkiye;  bölgesel dengede uluslararası ilişkiler sistemindeki rolünü güçlendirerek kuzeyi, güneyi, batıyı ve doğuyu birleştiren bir merkez haline geliyor. Öte yandan Türkiye kuşkusuz ekonomik faydalar peşinde koşuyor. Çünkü böyle bir prje ile gelecekte bölgedeki ticaret akışının büyük kısmının Boğaz’dan değil yapılacak olan İstanbul kanalından geçeceği varsayılabilir. Türk tarafı bunları organize edebilecek hukuki haklara da sahip.

Türkiye’nin dünya siyasetinde ve ticaretindeki öneminin arttığını görebiliriz. Türk mali ve ekonomik çıkarlarının özgüllüğü düşünüldüğünde eğer projeye destek verirsek bu durum Rusya’nın çıkarlarına da destek verebilir.

Montrö Sözleşmesi şu anda varlığı mevcut olan ve Karadeniz’e giden tüm su yolları için geçerlidir. Ve bugün boğazlardan geçiş sırası dahil birçok  kuralı düzenliyor. Yeni bir kanalın ortaya çıkması ve sözleşmenin bu yeni su yoluna da uygulanması açıkça uluslararası hukuka aykırıdır. Herhangi bir yeni kanal, herhangi bir ek su yolu, Karadeniz ile ilgili olarak sözleşme tarafından belirlenen aynı uluslararası yasal kurallara tabi olmayacaktır.

Uluslararası sözleşmelerin işleyişini Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendine uygun bir şekilde yorumlaması ya da yasal bir neden olmadan değiştirmesi imkansız. Bu yüzden Türkiye’de gerçekleşen iç tepkileri de anlamakta güçlük çekiliyor.

Eğer revizyon konusu gündeme gelirse  o zaman birçok tarafın dahil olduğunu hatırlamalıyız. Sözleşmenin İkinci Dünya Savaşı’ndan önce imzalanmış olmasına rağmen, katılımcı ülkeler dünya güvenliğinin temel ilkesine uyulması ve bir ülkenin veya diğerinin saldırganlığının veya üstünlüğünün önlenmesi ile bağlantılı olarak tüm normlarına titizlikle uyuyorlar.

Açıktır ki dünya dengelerini değiştirecek bir savaş ya da dünyada yasal bir kaos başlarsa ancak o zaman herhangi bir ülke uluslararası yükümlülüklerinden vazgeçebilir. Zaten bu saydığımız seçeneklerden birisinin olması durumunda eski sözleşmelerin hükmü hakkında bir çok şey ortaya atılacaktır…”

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close