Birleşmiş Milletler, İran’a yönelik “snapback” (tetik mekanizması) yaptırımlarını yeniden yürürlüğe koydu. Peki Batı’da endişe yaratan İran’ın nükleer programında son durum ne?
Birleşmiş Milletler’in (BM) İran’ın nükleer programı nedeniyle uyguladığı yaptırımları yeniden yürürlüğe koyması, Tahran yönetiminin elindeki nükleer programı yeniden gündeme getirdi.
Bu hafta New York’ta düzenlenen BM Genel Kurulu’nda İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ve Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, yaptırımları durdurmak için son dakika diplomatik girişimlerde bulundu. Ancak İran’ın dini lideri Ali Hamaney, ABD ile diplomasiyi “tamamen çıkmaz sokak” olarak nitelendirdi.
Öte yandan, Çin ve Rusya’nın yaptırımları durdurma çabaları başarısızlıkla sonuçlandı.
İSRAİL-İRAN SAVAŞINDA NE OLDU?
Fransa, Almanya ve İngiltere’nin, 28 Ağustos’ta İran’ın dünya güçleriyle 2015 yılında imzaladığı nükleer anlaşmaya uymadığını açıklamasıyla 30 günlük yaptırım süresi başladı.
Tahran, anlaşmanın 2018 yılında ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk yönetimi altında ABD’nin tek taraflı olarak anlaşmadan çekilmesiyle geçersiz hale geldiğini savunsa da başarılı olamadı.
O zamandan beri Tahran, özellikle haziran ayında İsrail’in İran’a karşı başlattığı 12 günlük savaşın ardından, BM’nin nükleer denetim kurumu olan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın denetimlerini ciddi şekilde kısıtladı. Bu savaşta hem ABD hem de İsrail, İran’ın önemli nükleer tesislerini bombaladı.
Arakçi cuma günü New York’ta yaptırımlarla ilgili olarak, “Bunun İran halkını, özellikle de haklarını savunma kararlılığını etkileyeceğini düşünmüyoruz. Asıl soru, bunun diplomasiyi nasıl etkilediği. Diplomasi yolunu kapattı” dedi.
Fordo Nükleer Tesisi
“SNAPBACK” (TETİK MEKANİZMASI) YAPTIRIMLARI NEDİR?
İran’ın 2015 yılında dünya güçleriyle imzaladığı nükleer anlaşmada müzakere eden diplomatlar tarafından “snapback” (tetik mekanizması) olarak adlandırılan süreç, BM Güvenlik Konseyi’nde veto edilemez şekilde tasarlandı ve anlaşmanın tarafları Güvenlik Konseyi’ne İran’ın anlaşmaya uymadığını bildirdikten 30 gün sonra yürürlüğe girdi.
Bu süreç, İran’ın yurtdışındaki varlıklarını yeniden dondurdu, Tahran ile silah anlaşmalarını durdurdu ve İran’ın balistik füze programının geliştirilmesini cezalandırdı.
Snapback uygulamasını yürürlüğe koyma yetkisi 18 Ekim’de sona erecekti, bu da Avrupa ülkelerini bu önlemi kaybetmeden önce kullanmaya sevk etmiş olabilir. Bundan sonra, herhangi bir yaptırım girişimi, geçmişte İran’a destek veren ülkeler olan BM Güvenlik Konseyi üyeleri Çin ve Rusya’nın vetosuyla karşılaşacaktı.
Çin, İran ham petrolünün en büyük alıcısı olmaya devam ediyor ve bu durum snapback uygulanırsa etkilenebilir, Rusya ise Ukrayna’ya karşı savaşında İran’ın insansız hava araçlarına güveniyor.
İsfahan Nükleer Tesisi
BATI NEDEN ENDİŞE DUYUYOR?
İran, nükleer programının barışçıl olduğunu ısrarla dile getiriyor. İranlı yetkililer daha fazla nükleer silah geliştireceklerini de ifade ediyor. İran şu anda uranyumu, silah sınıfına yakın seviyelere kadar zenginleştiriyor ve bunu yapan tek nükleer silah programı olmayan ülke konumunda.
2015 tarihli orijinal nükleer anlaşmaya göre, İran’ın uranyumu yüzde 3,67 saflığa kadar zenginleştirmesi ve 300 kilogramlık uranyum stoğu bulundurmasına izin verilmişti. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (IAEA)savaştan hemen önce İran’ın stokunu 9 bin 874,9 gram kilogram olarak belirlemişti ve bunun 440,9 kilogramı yüzde 60’a kadar zenginleştirilmiş uranyumdu. Bu, İran’ın isterse birkaç nükleer silah üretmesine olanak tanıyacaktı.
ABD istihbarat kurumları, İran’ın henüz bir silah programına başlamadığını, ancak “eğer isterse nükleer cihaz üretmek için daha iyi bir konuma gelmesini sağlayacak faaliyetlerde bulunduğunu” değerlendiriyor.
KRİTİK NÜKLEER TESİSLER VE SINIĞINAK DELİCİLER
Başkent Tahran’ın yaklaşık 220 kilometre güneydoğusunda bulunan İran’ın Natanz nükleer tesisi, ülkenin ana uranyum zenginleştirme tesisi. ABD ve İsrail, haziran ayında bu tesisi vurdu. IAEA’ya göre, İsrail tesisin yer üstündeki kısmını yok etmeden önce, uranyum yüzde 60 saflığa kadar zenginleştirilmişti. Bu, silah sınıfına çok yakın bir seviye.
İran’ın Merkez Platosu’ndaki tesisin bir başka kısmı, hava saldırılarına karşı korunmak için yeraltında bulunuyor. Tesis, uranyumu daha hızlı zenginleştirmek için birlikte çalışan santrifüj gruplarından oluşan çok sayıda “kaskad” çalıştırıyor. IAEA, bu santrifüjlerin tamamı olmasa da çoğunun, tesise giden elektriği kesen İsrail saldırısı sonucu tahrip edildiğini düşündüğünü açıkladı. ABD de tesise sığınak delici bombalar attı ve tesise büyük hasar verdi.
Tahran’ın yaklaşık 100 kilometre güneybatısında bulunan İran’ın Fordo nükleer zenginleştirme tesisi de ABD’nin sığınak delici bombalarıyla hedef alındı. ABD, Isfahan Nükleer Teknoloji tesisini ise daha küçük mühimmatla vurdu.
İsrail, Arak ağır su reaktörü de dahil olmak üzere programla ilişkili diğer tesisleri ayrı ayrı hedef aldı.
Kaynak: NTV