SIPRI Raporu: Nükleer cephanelikler yeniden büyüyor, Çin kritik eşiği zorluyor - M5 Dergi
DünyaGenelÖne Çıkan

SIPRI Raporu: Nükleer cephanelikler yeniden büyüyor, Çin kritik eşiği zorluyor

Abone Ol 

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) 16 Haziran’da yayımladığı 2025 Yıllık Raporu, dünya genelinde nükleer silahlanma yarışının yeniden hızlandığını ortaya koydu. Rapora göre, Çin Halk Cumhuriyeti son altı yılda nükleer savaş başlığı sayısını iki katına çıkararak 600’e ulaştı. Küresel toplamda ise nükleer savaş başlığı sayısı 2024’te 12.405 iken, 2025 başı itibarıyla 12.241’e geriledi. Ancak uzmanlar bu düşüş eğiliminin artık sona erdiği konusunda hemfikir.

Silahsızlanma süreci durma noktasında

Soğuk Savaş sonrasında ABD ve Rusya öncülüğünde başlatılan silahsızlanma süreci, son yıllarda büyük ölçüde sekteye uğradı. SIPRI uzmanlarına göre, bu trend artık tersine dönüyor. Özellikle Yeni START Anlaşması’nın 2026’da sona erecek olması ve yerine yeni bir anlaşmanın ufukta görünmemesi, yeni bir silahlanma yarışı ihtimalini güçlendiriyor.

“Nükleer silahların azaltıldığı dönem kapanıyor. Yerine genişleyen cephanelikler ve sertleşen söylemler geliyor,” diyen SIPRI kıdemli araştırmacısı Hans Kristensen, dünya genelindeki silah kontrol sistemlerinin çöktüğüne dikkat çekti.

ABD ve Rusya zirvedeki yerini koruyor

ABD ve Rusya, dünyadaki nükleer başlıkların yaklaşık %90’ına sahip. Rusya toplamda 5.459 başlık ile liderliğini sürdürürken, ABD 5.177 başlık ile onu takip ediyor. Ancak konuşlandırılmış savaş başlığı sayısında ABD önde: 1.770’e karşılık 1.718.

Her iki ülke de nükleer silahlarını modernize etme çalışmalarını sürdürüyor. Rusya, Avangard hipersonik sistemi ve RS-28 Sarmat balistik füzesiyle kapasitesini artırırken; ABD ise Minuteman III füzelerini Sentinel programı kapsamında yeniliyor, ayrıca Ohio sınıfı denizaltıları Columbia sınıfı ile değiştirmeyi planlıyor.

Ancak bu projeler ciddi zorluklarla karşı karşıya. ABD’nin Sentinel programında maliyetlerin %37 artarak 131 milyar doları aşması dikkat çekiyor. Rusya’da ise Sarmat sisteminin test başarısızlığı ve üretim gecikmeleri kaydedildi.

Çin’in yükselişi dengeyi zorluyor

SIPRI’ye göre Çin, nükleer kapasitesini yılda ortalama 100 yeni savaş başlığı artırarak küresel silahlanma yarışında en hızlı ilerleyen ülke konumunda. 2019’da 290 olan savaş başlığı sayısı, 2025’te 600’e ulaştı. Ülke, kuzeydeki çöllerde ve doğudaki dağlık bölgelerde 350 yeni kıtalararası balistik füze silosu (ICBM) inşa etti veya inşaatını tamamlamak üzere.

Bu büyüme devam ederse Çin’in 2035 yılına kadar 1.500 savaş başlığına ulaşabileceği tahmin ediliyor. Bu da Çin’in bugüne kadar benimsediği “sınırlı caydırıcılık” doktrininden uzaklaştığına işaret ediyor.

Asya’da tansiyon yükseliyor: Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore

Çin’in yükselen nükleer kapasitesi, Asya’daki diğer ülkeleri de etkiliyor. Hindistan, 2024’te 172 olan savaş başlığı sayısını 2025’te 180’e çıkardı. Yeni füze sistemleri üzerinde çalışan Hindistan, artık barış zamanında da başlık taşıyabilen kapsüllü sistemler geliştiriyor.

Pakistan, nükleer silah üretimi için gerekli fissil madde stoklarını artırdı. Bu eğilimin sürmesi halinde ülkenin önümüzdeki on yılda cephaneliğini önemli ölçüde büyütmesi bekleniyor.

Kuzey Kore ise yaklaşık 50 savaş başlığına sahip ve bunların iki katını üretmeye yetecek kadar fissil madde bulunduruyor. 2024 sonunda Kim Jong-un, “ülkenin nükleer kapasitesinin sınırsız şekilde genişletileceğini” ilan etti. Güney Kore ise Kuzey’in “taktik nükleer silah geliştirmede son aşamaya geldiği” uyarısında bulundu.

Avrupa’da planlar ve belirsizlikler

Birleşik Krallık, 2024’te nükleer başlık sayısını artırmadı. Ancak 2023’te açıklanan “Integrated Review Refresh” raporuna göre bu sınırın artırılması planlanıyor. Temmuz 2024’te seçilen yeni hükümet, dört yeni nükleer denizaltı inşasını ve nükleer sistemlerin modernizasyonunu sürdüreceğini açıkladı.

Fransa ise 2024’te üçüncü nesil SSBN denizaltı projeleri ve yeni hava tabanlı seyir füzesi geliştirme çalışmalarını sürdürdü. Ayrıca mevcut sistemlerin iyileştirilmesi ve yeni başlık modifikasyonları gündemde.

İsrail, nükleer kapasitesini resmi olarak kabul etmese de 2024’te füze tahrik sistemleri testi gerçekleştirdi ve Dimona’daki reaktör sahasında modernizasyon faaliyetleri yürüttü.

Silah kontrolü krizde, yeni teknolojiler tehlikeyi artırıyor

SIPRI Direktörü Dan Smith, 2025 Yıllığı’na yazdığı önsözde yeni bir nükleer silahlanma yarışının başladığı uyarısında bulundu. Smith’e göre yapay zekâ, siber kabiliyetler, uzay teknolojileri ve kuantum gibi alanlardaki gelişmeler, klasik nükleer denge anlayışını kökünden sarsıyor.

“Krize sürüklenen karar alma süreçleri, yanlış bilgi ve teknik hatalarla birleşince nükleer çatışma riski hiç olmadığı kadar artıyor,” diyen Smith, klasik silah kontrol modellerinin artık yeterli olmayacağını vurguladı.

Yeni aktörler sahneye çıkabilir mi?

2024 boyunca Avrupa, Asya ve Orta Doğu’da bazı ülkelerin nükleer silah geliştirme veya başkasının silahlarını topraklarında konuşlandırma olasılığı tekrar gündeme geldi. Belarus, Rusya’nın nükleer silahlarını ülkesinde konuşlandırdığını yineledi. Bazı NATO ülkeleri, ABD nükleer silahlarını kendi topraklarında barındırmaya hazır olduklarını belirtti. Fransa Cumhurbaşkanı Macron ise Fransa’nın nükleer caydırıcılığının “Avrupa boyutu” olması gerektiğini söyledi.

SIPRI uzmanı Matt Korda: “Nükleer silahlar güvenlik sağlamaz. Aksine, yanlış hesaplamalarla felakete yol açabilir.”

Küresel güvenlik dengesizliğe sürükleniyor

SIPRI 2025 Yıllığı, nükleer cephaneliklerin ötesinde Ukrayna ve Gazze’deki savaşlar, silah harcamaları, barış operasyonları, siber tehditler ve uzay güvenliği gibi başlıklarda da kapsamlı analizler sunuyor. Uzmanlar, ABD’de Donald Trump’ın yeniden seçilmesiyle küresel dengelerde belirsizliğin daha da arttığını vurguluyor.

Kaynak: M5

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close