ABD başkan adayı Joe Biden’ın Türkiye hakkındaki görüşleri - M5 Dergi
MakalelerSayı 350 Eylül 2020

ABD başkan adayı Joe Biden’ın Türkiye hakkındaki görüşleri

Abone Ol 

3 Kasım 2020 ABD Başkanlık seçimlerine favori aday olarak giren Demokrat Joe Biden’ın fikirleri ve yakın olduğu gruplar (Rum ve Ermeni lobileri), Türkiye’nin son dönemde belirlediği dış politika öncelikleriyle pek örtüşmemektedir. Bu nedenle, 2020 ABD Başkanlık seçimlerinde, Türkiye, çok net olarak Donald Trump’ın yeniden Başkan seçilmesi yönünde pozisyon alacaktır. Ancak Biden’ın Başkan seçilmesi halinde de, bu durumu geri dönülemez ve aşılamaz bir sorun olarak görmemek gerekir. Zira Joe Biden, 50 yıldır aktif siyasetin içinde olan çok deneyimli ve bilgili bir kişidir ve pragmatizm tüm başarılı Amerikalı siyasetçilerin ortak özelliğidir. Bu nedenle, olası bir Biden döneminde ilişkilerin gergin düzeyde devam etmesi ama kopuş yaşanmaması ihtimali ağır basmaktadır.

3 Kasım 2020 Salı günü düzenlenecek olan 59. ABD Başkanlık seçimlerinde, mevcut Başkan ve Cumhuriyetçi Parti Başkan adayı Donald Trump’ın karşısında yarışacak olan Demokrat Parti Başkan adayı Joe Biden, Amerikan siyasetinde yaklaşık yarım asırdır var olan ve oldukça sevilen bir kişidir. Biden, son günlerde Başkanlık kampanyasına hız vermiş ve Amerikalı siyahi kadın Senatör Kamala Harris’i de Başkan Yardımcısı adayı olarak ilan etmiştir. Biden, anketlerde Başkan Trump’ın epey önünde gözükmekte ve şu an için seçimin favorisi olarak yarışa devam etmektedir.

Biden’ın demokrasi vurgusu ilkesel olarak hoş olmakla birlikte, teröre dayalı hareketlerin ve radikal ideolojilerin güçlü olduğu zor bir coğrafyada yaşayan ve son dönemde demokratik rejimi konusunda Batı kamuoyunda sert eleştirilere maruz kalan Türkiye için, Biden’ın tüm siyasal/ diplomatik çizgisini demokrasi düşüncesi üzerine kurması avantajlı bir durum değildir. Dolayısıyla, Biden’ın Başkan seçilmesi, Türkiye’ye yönelik ABD’deki demokratik açığı eleştirilerinin artacağı anlamına gelebilir.

Ancak Joe Biden, ilginç bir şekilde, ABD’nin tarihsel müttefiklerinden olan Türkiye’ye yakın bir siyasetçi olarak bilinmemektedir. Bu yazıda, Joe Biden’ın Türkiye’yi ilgilendiren önemli siyasal konulardaki duruşu analiz edilecek ve Türkiye’ye mesafeli bir siyasetçi olup olmadığı sorusuna yanıt aranacaktır.

BIDEN’IN İDEOLOJİSİ: DEMOKRASİ

Demokrat Başkan adayı Joe Biden, güncel siyasi fikirlerini ünlü Foreign Affairs dergisinin 2020 yılı Mart/Nisan sayısı için kaleme aldığı “Why America Must Lead Again: Rescuing U.S. Foreign Policy After Trump” (ABD Neden Yeniden Liderlik Etmeli: Trump Sonrasında ABD Dış Politikasını Kurtarmak) adlı makalede özetlemiştir. Bu yazısında, Donald Trump dönemini kıyasıya eleştiren ve bu dönemde ABD’nin küresel liderliğinin zayıfladığını belirten Biden, tüm iç ve dış politika argümanlarını “demokrasi” fikri üzerine inşa etmiştir. Bu anlamda, genelde bir “sol liberal” olarak değerlendirilen Biden’ın yegâne siyasi ideolojik kaynağının demokrasi fikri olduğu görülmektedir. Öyle ki, Biden’ın, genelde reelpolitik dengelerin rol oynayabildiği dış politikada bile öncelikle ülkesiyle aynı değerleri paylaşan demokratik ülkelerle (Avrupalı müttefikler ve diğer demokrasiler) birlikte hareket etmek istediği anlaşılmaktadır. İç politika bağlamında Amerikan demokrasisini yenilemek, eğitim ve hukuk sistemini reforme etmek gibi başlıklar üzerinde duran ve özellikle orta sınıfa uygun hareket etmeyi savunan Biden, dış/güvenlik politikası bağlamında, cephe savaşları yerine özel kuvvetlere dayalı nokta operasyonları düzenlenmesi, İran’la nükleer anlaşmaya (JCPOA) geri dönülmesi ve sert güce çok gerekmedikçe başvurulmaması gibi önemli önerilerde bulunmaktadır.

Sonuç olarak, Biden’ın demokrasi vurgusu ilkesel olarak hoş olmakla birlikte, teröre dayalı hareketlerin ve radikal ideolojilerin güçlü olduğu zor bir coğrafyada yaşayan ve son dönemde demokratik rejimi konusunda Batı kamuoyunda sert eleştirilere maruz kalan Türkiye için, Biden’ın tüm siyasal/diplomatik çizgisini demokrasi düşüncesi üzerine kurması avantajlı bir durum değildir. Dolayısıyla, Biden’ın Başkan seçilmesi, Türkiye’ye yönelik ABD’deki demokratik açığı eleştirilerinin artacağı anlamına gelebilir.

TÜRK-YUNAN DENGESİ VE KIBRIS SORUNU

ABD’nin 1950’lerin başından itibaren Doğu Akdeniz’de iki önemli NATO üyesi ve Amerikan müttefiki Türkiye ile Yunanistan arasındaki gerginlikleri genelde yatıştırmacı bir tutum aldığı bilinmektedir. Öyle ki, 1964’te yaşanan “Johnson Mektubu” krizinde, Washington, olası bir Türk-Yunan savaşını önlemek adına, Türkiye’nin Kıbrıs’a müdahalesini engellemiştir. Bill Clinton’ın Başkanlığı döneminde yaşanan Kardak Krizi’nde de ABD’nin krizi yatıştırma yönünde politikalar geliştirdiği hafızalardadır. Ancak Joe Biden, Türkiye kamuoyunda Rumlara ve Yunanlara yakın bir isim olarak bilinmektedir. Bu, içi boş bir söz veya haksız bir suçlama değildir; nitekim ünlü İngiliz medya kuruluşu BBC de Biden’ı bu şekilde lanse etmiştir. Bunun sebebi ise, Biden’ın on yıllar boyunca Senatörlük yaptığı Delaware’de yoğun Yunan-Rum nüfusun yaşaması ve Biden’ın uluslararası hukuk gereğince Kıbrıslı Rumların 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında Türkiye tarafından mağdur edildiğini düşünmesidir. Biden, Senato Dış İlişkiler Komitesi’ndeyken Kıbrıs Sorunu’nun çözülememesinden Türkiye’yi sorumlu tutan bazı açıklamalar yaparken, ayrıca 1999 yılında Türkiye’ye yönelik 5 milyar dolarlık yardım paketinin serbest bırakılmasını da Dış İlişkiler Komitesi Başkanı olarak veto etmiştir.

Bunların yanı sıra, Joe Biden, 2014 yılı Mayıs ayında Kıbrıs’a gelerek tarihi bir ziyarette bulunmuş ve her iki toplum lideri veya Devlet Başkanı ile de (Güney Kıbrıs Rum Kesimi/Kıbrıs Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nikos Anastadiades ve dönemin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu) bir araya gelerek, Kıbrıs’ta çözüm yönündeki istencini tüm açıklığıyla ortaya koymuştur. Ancak hem Kıbrıs’taki durum Biden’ın anladığı kadar basit değildir (nitekim 2004 yılında düzenlenen Annan Planı referandumunda adadaki çözümü Kıbrıslı Rumlar engellemiş ve burada yaşayan Türkleri ekonomik ve siyasi ambargolarla yaşamaya mahrum bırakmışlardır). Türkiye gibi önemli bir NATO ve ABD müttefikinin Kıbrıs’taki askeri varlığı -Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin NATO üyesi olmadığı ve Rusya’ya yakın olduğu da düşünülürse- Washington ve genel olarak Batı dünyası için önemli bir kazanımdır.

Joe Biden Başkan seçilirse, muhtemeldir ki, Kıbrıs Sorunu’nda çözüm yönünde daha güçlü bir irade ortaya koyabilir. Ancak bunun -Fransa’nın şimdilerde Kıbrıs’ta yaptığı gibibir NATO müttefikine cephe alarak NATO üyesi olmayan bir ülke ile dayanışma göstermek seviyesine gelmesi bence beklenmemelidir. Zira ABD, kurumsal yapıların siyasette ağır bastığı bir ülkedir ve Biden’ın demokrasiye dayalı dış politika anlayışı ile NATO müttefiklerinin birlikte hareket etmesi ilkesi uyumludur. Ancak bunun için, Türkiye’nin demokratik rejimini mutlaka koruması ve derinleştirmesi gereklidir. Bir diğer önemli konu ise, ABD’nin son dönemde Doğu Akdeniz’de gelişen Türk-Yunan gerginliği konusunda arabuluculuk anlamında büyük bir çaba içerisine girmemesidir. Biden ise, seçilirse, büyük ihtimalle bu konuda daha fazla inisiyatif almayı deneyecektir. Bu da, Türkiye’nin Doğu Akdeniz sorununu uluslararası hukuk ve müzakereyle çözme iradesine uygun düşecektir.

ERMENİ MESELESİ

Joe Biden, ABD’deki Ermeni toplumunca da aktif olarak desteklenen bir isimdir. Bunun sebebi, Biden’ın 1915 yılında yaşanan olayları “soykırım” olarak değerlendirmesi ve ülkesinin bu olayları “soykırım” olarak tanıması yönünde aktif çaba içerisine girmesidir. Nitekim Biden, Başkan seçilirse Ermeni Soykırımı’nı tanıyacağını da kısa bir süre önce açıkça ilan etmiştir.

Joe Biden’ın Ermeni Sorunu konusunda Senatör ve Başkan Yardımcısı olarak yaptıkları arasında fark olması, Başkanlığı döneminde de daha sağduyulu hareket edeceğini düşündürüyor.

Elbette, Başkan seçilirse, deneyimli bir siyasetçi olan Joe Biden’ın reelpolitik dengeleri hesaba katarak hareket etmesini beklemek daha doğru olur. Nitekim Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı dönemde (2009-2017), Obama-Biden ikilisi, Ermeni Soykırımı’nı tanımaya yönelik yasa tasarılarının geçmesine birlikte engel olmuşlar ve “soykırım” ifadesi yerine “Meds Yeghern” (Büyük Felaket) terimini kullanmayı tercih etmişlerdir. Ancak herşeye rağmen, Demokrat Başkan adayının tarihi açıdan tartışmalı meselelere bu kadar tarafgir yaklaşıyor olması, kuşkusuz, Türkiye, Azerbaycan ve Türk dünyasında kendisine yönelik tepkileri arttırabilir. Dahası, uluslararası hukuka saygılı bir politikacı olan Joe Biden, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını görmezden gelerek, Kıbrıs Sorunu’ndaki duruşuyla da çelişir bir görüntü sergilemektedir

 TÜRKİYE’DEKİ REJİME YÖNELİK ELEŞTİREL YAKLAŞIM

Demokrat Başkan adayı Joe Biden’ın tarihsel bir Amerikan müttefiki olan Türkiye’ye yönelik siyaseten pek de sıcak yaklaşmadığı düşünülmektedir. Örneğin, ünlü gazeteci Uğur Dündar, Türkiye’nin eski Washington Büyükelçisi (1979- 1989) Şükrü Elekdağ ile özel bir görüşme yaparak kaleme aldığı yakın tarihli bir köşeyazısında, Elekdağ’ın kendisine, Biden’ın Senatörlük günlerinden itibaren Yunanistan’a ve Rumlara yakın bir siyasetçi olduğunu ve Elekdağ’ın Büyükelçilik döneminde yaptığı tüm çabalara rağmen, Biden’ın -Rum seçmenlerinin de etkisiyle- görüşlerini değiştirmediğini söylediğini yazmıştır.

Joe Biden, ABD’deki Ermeni toplumunca da aktif olarak desteklenen bir isimdir. Bunun sebebi, Biden’ın 1915 yılında yaşanan olayları “soykırım” olarak değerlendirmesi ve ülkesinin bu olayları “soykırım” olarak tanıması yönünde aktif çaba içerisine girmesidir. Nitekim Biden, Başkan seçilirse Ermeni Soykırımı’nı tanıyacağını da açıkça ilan etmiştir.

Biden, 2016 yılı Ocak ayında yaptığı Türkiye ziyaretinde de, ifade özgürlüğü kısıtlamalarını eleştirmiş ve Türkiye’nin uyguladığı politikalarla Müslüman bir demokrasi modeli olmaktan hızla uzaklaştığının altını çizmiştir. Biden, Türkiye’nin bu şekilde baskıcı politikalar izlemesinin diğer Orta doğu ülkelerine de olumsuz etki yaptığını belirterek, medya, akademik ve internet özgürlüklerine vurgu yapmıştır. Biden’ın eleştirileri, aslında Türkiye’de CHP ve İYİ Parti gibi muhalif partilerce ifade edilen görüşlerle benzer olmasına karşın, bunun başka bir ülkenin üst düzey devlet adamlarınca yapılması, Türk toplumunda zaman zaman tepki çekebilmektedir. Buna karşın, Biden, Başkan Yardımcısı olarak Türkiye’yi oldukça sık (dört defa) ziyaret etmiş (Aralık 2011, Kasım 2014, Ocak 2016 ve Ağustos 2016) ve ziyaretlerinde nazik bir üslup kullanmaya özen göstermiştir. Ayrıca, Biden, Türkiye’den iki defa özür de dilemiştir. Bu özürlerden ilki, Biden’ın 2014’te Harvard Kennedy School’da yaptığı konuşmada Türkiye’yi Suriye’de radikal İslami hareketlere destek veren “sorunlu bir müttefik” olarak tanımlaması nedeniyle, ikincisi de son Türkiye ziyaretinde 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından ABD’den Türkiye’ye yönelik taziye mesajının gecikmesi nedeniyle olmuştur. Biden, ayrıca, 2019 yılı Aralık ayında New York Times gazetesi editörlerine verdiği bir röportajda, Türkiye’deki Erdoğan rejimi hakkında “endişeli” olduğunu belirtmiş ve onun karşısında muhalefete destek vermek istediğini açıklamıştır. Biden’ın bu sözleri Türkiye’de tepkiyle karşılanmış ve onun Erdoğan’ı devirmeye çalıştığı yönünde kamuoyunda yorumlar yapılmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan da, bu sözler üzerine Biden’ı eleştirmiş ve “Türkiye’de darbe ile yapamadıklarını, muhalefeti destekleyerek gerçekleştirmek istediklerini kameralar önünde söylemekten de çekinmiyorlar. Ya dostluğumuz var be! Oturup konuşmuşluğumuz, çay içmişliğimiz var ya. Böyle bir ifadeyi bizim için nasıl kullanırsın?” şeklinde konuşmuştur.

Sonuç olarak, Türkiye’de Sabancı Üniversitesi’nde çalışan Amerikalı akademisyen Adam McConnel’ın da belirttiği üzere, Biden’ın Türkiye demokrasisine yönelik olumsuz fikirleri nedeniyle, Başkan seçilmesi durumunda Türk-Amerikan ilişkilerinin olumsuz yönde gelişebileceğinden endişe edilmektedir. Ancak şurası bir gerçektir ki, Joe Biden’ın Türkiye hakkındaki olumsuz fikirleri, önyargılara değil, uluslararası kuruluşların Türkiye demokrasisi konusundaki rapor ve ölçümlerine dayanmaktadır.

SURİYE SORUNU VE KÜRTLERE BAKIŞ

Joe Biden, Suriye içsavaşı süresince Türkiye’nin bu ülkeye yönelik olarak uyguladığı politikaları eleştirmiştir. Örneğin, Biden, 2014 yılı Ekim ayında, “Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri, Beşar Esad’la savaşması için dünyanın birçok farklı bölgesinden gelen El Kaide ile bağlantılı cihatçı radikal unsurlara milyonlarca dolar ve on binlerce ton silah desteği sağladılar” açıklamasını yaparak, radikal İslami hareketlere ve Türkiye’nin Suriye politikasına yönelik tepkisini belli etmiştir. Ancak Biden, daha sonra bu açıklaması nedeniyle Türkiye’den özür dilemiştir. Biden, daha yakın tarihlerde, Başkan Trump’ın Suriye’den asker çekme politikasını da eleştirmiş ve bu karar nedeniyle bölgede IŞİD’in yeniden güçlenebileceğini ve Türkiye’nin ABD müttefiki Kürtlere yönelik sert politikalar geliştirebileceğini söylemiştir.

44 . ABD Başkanı Barack Obama’nın siyasi mirasını sürdür mek amacındaki Joe Biden, görev yaptığı dönemde Türk muhataplarıyla yaptığı görüşme ve konuşmalarda, IŞİD ve PKK’yı terör örgütleri ve ortak düşmanlar olarak işaret ederken, PYD/YPG konusunda genelde sessiz kalmayı tercih etmiştir.

Türkiye’nin bu konudaki rahatsızlığını anladığını belirten Biden , buna karşın seçilirse bölgedeki 1.000 kadar Amerikan askerini tutmaya devam edeceğini ve IŞİD’e karşı savaşan Kürtleri koruyacağını söylemiştir.

Ancak Biden’ın son yazdığı Foreign Affairs makalesinde, yurtdışındaki ABD askerlerini mümkün olduğunca azaltmak görüşünü desteklediği görülmüştür. Ayrıca, Biden, 2015 yılında dönemin Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani’nin Beyaz Saray ziyaretinde, ona “Müsterih olun, ömrümüz Kürt devletini görmeye yetecek” ifadesiyle hitap ederek, Kürt Devleti’nin kurulmasına gayet sıcak yaklaştığını göstermiştir.

Bu noktada şu da hatırlanmalıdır ki, Biden, 2003 Irak Savaşı sonrasında 2006’da Leslie H. Gelb ile birlikte New York Times gazetesi için yazdığı “Unity Through Autonomy in Iraq” adlı makalede , Irak’ın Sünniler, Şiiler ve Kürtler olarak üçe bölüneceği federatif bir sistemi savunmuştur.

Biden’ın o dönemde de tartışma yaratan fikirlerini halen savunduğunu kabul edersek, Suriye’de, onun yine federatif bir çözümü destekleyeceği görüşüne ulaşabiliriz.

Ancak Irak’taki durumun aksine -ki orada PKK hareketinden bağımsız olan Barzani hareketinin hâkimiyeti olmasına rağmen Kürdistan’ın 2017 bağımsızlık referandumuna Türkiye’den sert tepki gösterilmiştir- Suriye’de federalizm temelli bir çözüm durumunda PKK’nın uzantısı olan PYD/ YPG’nin Kürt bölgesinde hâkim güç olması ve devletleşmesi riski vardır ki, Türkiye’nin buna razı olması da oldukça zordur.

RUSYA İLE İLİŞKİLER

Joe Biden’ın Rusya konusunda Donald Trump’a kıyasla daha sert bir duruşunun olması da Türk-Amerikan ilişkileri adına bir risktir. Zira Rusya, son yıllarda Türkiye ile enerji sektörü başta olmak üzere birçok alanda oldukça yakın ilişkiler içerisine girmiştir. Biden ise, dış politikadaki temel rakibini İran veya Çin’den ziyade Rusya olarak belirleyecek gibi gözükmektedir. Nitekim Başkan Yardımcılığı döneminde Rusya’nın Suriye ve Ukrayna müdahalelerini eleştiren Biden, 2015 yılı Aralık ayında Kiev’e gitmiş ve Rusya’nın müdahaleleri nedeniyle zor günler geçiren Ukrayna’ya yönelik Amerikan desteğini göstermek için Ukrayna parlamentosu Rada’da bir konuşma bile yapmıştır. Bu nedenle, Joe Biden’ın olası Başkanlığı döneminde Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi satın alması ve Rusya ile enerji başta olmak üzere birçok konuda yakın işbirliği içerisine gir mesi, Türk-Amerikan ilişkilerinde Trump dönemine kıyasla daha büyük krizler yaratabilir. Bu noktada, Biden ve ABD Kongresi’nin en büyük kozu ise, Türkiye’ye yönelik CAATSA (ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası) yaptırımlarını devreye sokmak olacaktır.

SONUÇ

Sonuç olarak, favori Başkan adayı Joe Biden’ın fikirleri ve yakın olduğu gruplar (Rum ve Ermeni lobileri), hakikaten de Türkiye’nin son dönemde belirlediği dış politika öncelikleriyle pek örtüşmemektedir. Bu nedenle, 2020 ABD Başkanlık seçimlerinde, Türkiye, çok net olarak Donald Trump’ın yeniden Başkan seçilmesi yönünde pozisyon alacaktır.

Ancak Biden’ın Başkan seçilmesi halinde de, bu durumu geri dönülemez ve aşılamaz bir sorun olarak görmemek gerekir. Zira Joe Biden, 50 yıldır aktif siyasetin içinde olan çok deneyimli ve bilgili bir kişidir ve pragmatizm tüm başarılı Amerikalı siyasetçilerin ortak özelliğidir. Bu nedenle, olası bir Biden döneminde ilişkilerin gergin düzeyde devam etmesi ama kopuş yaşanmaması ihtimali ağır basmaktadır. Bir diğer ihtimal ise, Türkiye’nin ABD ile yakınlaşmaya başlaması ve karşılıklı iki tarafın da çabasıyla sorunlarda orta yolun bulunmasıdır.

KAYNAKÇA

  • Armenian National Committee of America (2019), “Joe Biden Calls for Reaffirmation of U.S. Record on the Armenian Genocide”, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://anca.org/press-release/joe-biden-calls-for-reaffirmation-of-u-s-record-on-the-armenian-genocide/. • BBC Türkçe (2020), “ABD Başkanlık seçimleri: Anketlerde hangi aday önde görünüyor?”, 13.08.2020, Erişim Tarihi: 13.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-53759256. • BBC Türkçe (2020), “Joe Biden kimdir: Türkiye’den iki kez özür dileyen ve ABD’de Yunan lobisine yakınlığıyla bilinen Demokrat başkan adayı”, 09.06.2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.bbc. com/turkce/haberler-dunya-52973052. • Biden, Joe (2020), “Why America Must Lead Again: Rescuing U.S. Foreign Policy After Trump”, Foreign Affairs, Mart-Nisan 2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.foreignaffairs.com/articles/united-states/2020-01-23/why-america-must-lead-again. • Biden Jr., Joseph R. & Gelb, Leslie H. (2006), “Unity Through Autonomy in Iraq”, The New York Times, 01.05.2006, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.nytimes.com/2006/05/01/opinion/01biden.html. • Bredemeier, Ken (2016), “Biden: US Recognizes Kurdish Threat to Turkey”, VOA News, 23.01.2016, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.voanews.com/middle-east/biden-us-recognizes-kurdish-threat-turkey. • Dolan, David (2016), “Vice President Biden chides Turkey over freedom of expression”, Reuters, 22.01.2016, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.reuters.com/article/us-usa-turkey-biden-idUSKCN0V01PC. • Dündar, Uğur (2020), “ABD başkanı kim olacak?”, Sözcü, 12.06.2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.sozcu.com. tr/2020/yazarlar/ugur-dundar/abd-baskani-kim-olacak-5869614/. • Hürriyet (2016), “Joe Biden PKK’ya vurdu, PYD’ye sustu”, 23.01.2016, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.hurriyet.com.tr/ gundem/joe-biden-pkkya-vurdu-pydye-sustu-40044458. • McCarthy, Tom (2020), “Biden warns Isis fighters will strike US over Syria withdrawal”, The Guardian, 16.10.2019, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.theguardian.com/us-news/2019/oct/15/ biden-isis-syria-attack-trump-withdrawal-warning. • McConnel, Adam (2020), “ANALYSIS – Joe Biden confronts Turkey in the vast external realm”, AA, 29.05.2020, Erişim Tarihi: 13.08.2020, Erişim Adresi: https://www.aa.com.tr/en/analysis/analysis-joe-bidenconfronts-turkey-in-the-vast-external-realm/1857519. • Newtimes.az (2015), “Biden’ın Kiev Mesajları”, 27.12.2015, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: http://politikaakademisi. org/2015/12/27/bidenin-kiev-mesajlari/. • North Press Agency (2020), “Joe Biden vows to protect the Syrian Kurds in case he wins the U.S. presidential elections”, 12.03.2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://npasyria.com/en/blog. php?id_blog=2008&sub_blog=10&name_blog=Joe%20Biden%20 vows%20to%20protect%20the%20Syrian%20Kurds%20in%20 case%20he%20wins%20the%20U.S.%20presidential%20elections. • Örmeci, Ozan (2014), “Biden’s Historic Visit and Cyprus Settlement Talks”, Uluslararası Politika Akademisi, 22.05.2014, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: http://politikaakademisi.org/2014/05/22/bidens-historic-visit-and-cyprus-settlement-talks/. • Ratnam, Gopal (2014), “Joe Biden Is the Only Honest Man in Washington”, Foreign Policy, 07.10.2014, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://foreignpolicy.com/2014/10/07/joe-biden-is-the-onlyhonest-man-in-washington/. • Shamon, Ramsen (2020), “Biden pledges to recognize 1915 Armenian genocide”, 24.04.2020, Politico, Erişim Tarihi. 27.08.2020, Erişim Adresi: https://www.politico.com/news/2020/04/24/biden-armenian-genocide-207587. • Sözcü (2020), “Son dakika… Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Biden’a ilk yanıt!”, 24.08.2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https:// www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-cumhurbaskani-erdogandan-bidena-ilk-yanit-6004781/. • Sputnik Türkiye (2015), “Biden’dan Barzani’ye: Müsterih olun, ömrümüz Kürt devletini görmeye yetecek”, 18.05.2020, Erişim Tarihi: 27.08.2020, Erişim Adresi: https://tr.sputniknews.com/ abd/201505181015530099/

Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close