Geleceğin En Büyük Silahı Bilgi midir? - M5 Dergi
Makaleler

Geleceğin En Büyük Silahı Bilgi midir?

Abone Ol 

Milattan Önce 214-212 yılları arasında, Roma Generali Marcellus, günümüzde İtalya’nın bir şehri olan Siracusa’yı gemileriyle kuşatmıştı. Savaşın kısa sürede, zaferle sonuçlanacağından emindi ama bilmediği bir şey vardı. Siracusa’yı savunan ekip sadece kılıç kuşanmış bir ordudan oluşmuyordu, Arşimet de ekibin bir parçasıydı.

Nelson Mandela’nın da dediği gibi; dünyayı değiştirmek için kullanabileceğiniz en güçlü silah eğitimdir. 

Bilgi, eğer gerçekten bir değişim yaratmak istiyorsanız, sahip olabileceğiniz en büyük ve güçlü silah. En nüfuzlu araç ve dünyayı değiştirebilecek etkiye sahip. Bu bilgi sadece okuldan alınmış bir bilgi değil, kişisel gelişim sürecimizden, kitaplardan, koçlardan, başkalarının başarısızlık hikayelerinden ve hatta kendi başarısızlıklarımızdan gelebilir. Kaynağı ne olursa olsun, her an öğrenmeye devam etmeli ve her yerden ve herkesten gelebilecek bilgiye açık olmalıyız. Çünkü öğrenmek, yarına yapılan bir
yatırım.

Bilgi olmadan, savaş kazanılamaz; hiçbir savunma ve saldırı mümkün olamaz. Bilgisi olmayan kişinin elindeki tüm silahlar işlevsizdir ve bilgi olmadan savaş taktiği belirlenemez, savunma stratejileri geliştirilemez. Hatta ta en başından, bilgi olmadan hiçbir silah ve araç üretilemez. Bu anlamda, en güçlü olmasını geçelim, bilgi zaten tüm silahların çıkış noktasıdır. Bir nevi nihai silahtır.

Orduya Değil Matematikçiye Karşı Savaş

Milattan Önce 214-212 yılları arasında, Roma Generali Marcellus, günümüzde İtalya’nın bir şehri olan Siracusa’yı gemileriyle kuşatmıştı. Savaşın kısa sürede, zaferle sonuçlanacağından emindi ama bilmediği bir şey vardı. Siracusa’yı savunan ekip sadece kılıç kuşanmış bir ordudan oluşmuyordu, Arşimet de ekibin bir parçasıydı. Arşimet, dönemin en önemli savaş teknolojisi ve sonraki savaşlara büyük ilham olan, gemileri kavrayıp havaya kaldıran ve sonra suya geri bırakan; duvar deliklerinden gemilere kaya ve metal fırlatan mancınık benzeri yapıları geliştirmiş ve bir rivayete göre de de büyüteç yapılarıyla gemileri yakmıştı.

General Marcellus, şehri alamayacağını anlamış ve sadece bir orduya karşı değil, bir matematikçiye karşı savaşıyor olduğunu kabul etmişti. Saldırıyı geri çekti ve şehri kuşatma altına aldı. Ancak 8 ay sonra savaş taktiğini değiştirip, o da bilgisini kullanınca şehri ele geçirebildi ve bunun için ordu gerekmedi. Sadece küçük elit bir ekip kurup, bir festival gecesinde göreve gönderdi ve Arşimet’i öldürdü. Bundan bir hafta sonra şehir düştü.

Veya 1940-1950’lerdeki Soğuk Savaş dönemine bakalım. İki taraf da karşı tarafın elindeki teknolojik kozlarını takip ediyor, ona göre stratejilerini belirliyor ve adımlarını atıyordu. Sıcak savaş hiç gerçekleşmedi ama iki taraf da günbegün elindekileri geliştirdi. Bu gelişmeler laboratuvarlarda, bilim insanlarınca gerçekleştirildi.

Bunlar yalnızca birer örnek, tarihte pek çok savaşın seyrini bilgi belirledi ve belirlemeye de devam ediyor. Savaşlar hiçbir zaman yalnızca orduların niceliklerinin karşı karşıya gelmesiyle gerçekleşmedi ve hiçbir zaman böyle bir durum söz konusu olmayacak. Asıl savaşan her zaman bilgi oldu; stratejiler, gelişmiş teknolojiler, yenilikler savaştı.

Savaşlar, alanlarda değil, daha plan ve hazırlık aşamasında kazanılıyor. Tarafların bilgisiyle ürettiği araçlar savaşan asıl taraflar oluyor. Son aksiyon kılıçla alınıyor olabilir ama o kılıcın ortaya çıkışı ve gelişmesi bilginin ürünü.

Örneğin, kara araçları. Bu araçların sadece sayısı, büyüklüğü değil, nitelikleri ve gelişmişlikleri savaşıyor. Bu alanda eğitim alan, uzmanlaşan insanlar; her gün yeni bir fikir üretiyor ve bu araçları sürekli olarak geliştiriyor. Karşılaştırmalı olarak ele alırsak, Birinci Dünya Savaşı’ndaki bir kara aracını ve günümüz kara araçlarından birini düşünün; eski araçlardan onlarcası da gelse, günümüzdeki aracın bir tanesini bile yenemez, hatta yanına bile yaklaşamaz çünkü etki alanları arasında muazzam bir fark var. Günümüzde, her bir model, bir öncekinden çok daha üstün durumda ve bunu ordulardan, askerlerden önce; bilim insanlarına, mühendislere borçluyuz.

Devamı M5 Dergisi Mayıs 2019 Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close