Savaşlar Kader Değildir - M5 Dergi
Makaleler

Savaşlar Kader Değildir

Abone Ol 

Devletlerin çöküşüne, milletlerin dağılmasına ve ülkelerin parçalanmasına yol açan büyük savaşların durduk yerde çıkmadığı, tarih kitaplarının ortaya koymuş olduğu bir gerçektir. Her savaşın arkasında bir gerçeğin saklandığını savaşın öncesi ve sonrasında yaşanan olaylar bir bütünlük içerisinde ele alındığında herkes görebilmektedir. Önemli olan, insanlık tarihindeki savaşların ortaya çıkış süreçlerinin iyi incelenmesidir.

Türkiye Cumhuriyeti, yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreğini tamamlayarak geleceğe doğru emin adımlarla ilerlerken aynı zamanda cumhuriyetimizin yüzüncü yılına doğru da  yönelmektedir.  Bu durum, içinde bulunulan günümüz konumunu daha da anlamlı kılmakta ve geleceğe dönük yorumlar ile tartışmaları beraberinde getirmektedir. Türkiye, cumhuriyet rejiminin ilk yüzyılını tamamlama aşamasına gelirken, Anadolu toprakları üzerinde başka etnik ve de dinsel devlet yapılanmalarına gitmek isteyen emperyalist çevreler, Atatürk cumhuriyetini yüzyıllık parantez olarak ilan etmekten kaçınmamakta ve yüzüncü yıl bitmeden Türk ulusunun çatısı altında yaşadığı Türk devletini bir an önce savaşa sokarak bitirebilmenin yollarını aramaktadırlar. Bugünkü devlet yapılanması öncesindeki Osmanlı İmparatorluğu,  son aşamada cihan savaşına girmemek üzere çok direnmiş ama dış baskılar ve emperyal komplolar önlenemeyince, Osmanlı gemilerinin Sivastopol’u bombalamasıyla  dünyanın merkezi imparatorluğu, Birinci Dünya Savaşı’na girmek zorunda kalmıştır. Osmanlı devleti İkinci Dünya Savaş’ında Türkiye’nin savaş dışı kaldığı gibi, aslında Birinci Dünya Savaşı’na da girmeyebilirdi. Ne var ki, küresel bir planı merkezi coğrafyada uygulamak üzere harekete geçen Atlantik emperyalizmi ve Siyonizm ortaklığı,  Avrupa’nın doğusunda yer alan üç büyük imparatorluğu yıkmak üzere harekete geçti. Tam bu aşamada, Osmanlı İmparatorluğu’nun da tıpkı Rus Çarlığı ile Avusturya – Macaristan İmparatorluğu gibi bir cihan savaşıyla yıkılmaya sürüklenerek tarih sahnesinden çekilmek zorunda bırakıldığı görülmektedir.

Yüz yıl önce Osmanlı devletine dayatılarak uygulanan çöküş senaryosunun bir başka benzeri, günümüz koşullarında Türkiye Cumhuriyeti’nin başına bela edilmek istenmektedir. Yirminci yüzyılın getirmiş olduğu bugünkü merkezi yapılanmanın yirmi birinci yüzyılda eskidiği ileri sürülmektedir. Bugün farklı güç merkezlerinin de devreye girdiği yepyeni bir dünya düzeni oluşumu çerçevesinde, bu duruma uygun düşen bir siyasal oluşumun eskisinden farklı bir doğrultuda dünya haritasına yerleştirilmesi gerektiğini ifade eden emperyalist çevreler, Ortadoğu’nun geçen yüzyıldan gelen bugünkü yapılanmasının kaldırılması gereğini sürekli dile getirmektedirler. İki dünya savaşı sonrasında kurulmuş bulunan batı merkezli dünyanın yapılanmasında, merkezi alandaki imparatorluk yapılarını geride bırakan ulus devletlerin tarih sahnesine çıkmasına yol açan savaşlar döneminin, yeniden kutsal topraklar civarında gündeme getirilmeye çalışıldığı, artık açıkça kesinlik kazanmıştır. Soğuk savaşın gergin günlerinde sıcak savaş çatışmalarına son verilirken ve bugün soğuk savaş döneminden uzaklaşılırken, yeniden sıcak savaş çatışmalarına eski Osmanlı topraklarının sahne olmaya başladığı yeni bir süreç, birbirini izleyen olaylar dizisi içinde öne çıkmaktadır. Böylesine bir olumsuz gidiş, Türkiye Cumhuriyeti’nin sonunun da tıpkı Osmanlı Devleti’nin yıkılışına yol açan Birinci Dünya Savaşı benzeri bir üçüncü dünya savaşı ile mi olacağı konusunda kamuoyunda haklı tartışmalara yol açmaktadır. Tarihten ders alınmazsa tekrar benzeri gelişmeler ile karşı karşıya gelineceği, atasözleri aracılığıyla herkesin bildiği bir durumdur. Bugün bütün dünyayı bir üçüncü dünya savaşına sürükleme çabası içine girmiş olan emperyalist ve Siyonist çevrelerin, her aşamada Ortadoğu bölgesindeki gelişmeleri sıcak savaşa doğru yönlendirmeleri, bütün dünyayı üçüncü dünya savaşı tehlikesiyle karşı karşıya getirmektedir.

Devamı M5 Dergisi Aralık Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close