Güvenlik Perspektifinde Milli Gücün Askeri Boyutu - M5 Dergi
Makaleler

Güvenlik Perspektifinde Milli Gücün Askeri Boyutu

Abone Ol 

Millî güç unsurlarının hazırlanması, desteklenmesi ve de anlamlı bir amaca uygun olarak sevk edilmesi stratejik bir meseledir. Zamanın ruhu ile çelişkiye düşen, politik amaçlarla uyum sağlamayan ve iyi yönetilemeyen güçlerin varlığını devam ettirmesi mümkün değildir.

Kadim siyasal çatışma, Davut’un Golyat’ı bir sapanla yenişinden beri devam etmektedir. Her dönemde ve her çağda, özellikle de askerî düşüncede devrim sayılabilecek zamanlarda toplumların, ulusların ve devletlerin güvenliklerini sağlamada kesintisiz bir arayış içinde bulundukları, bilinen bir husustur. Bu arayış, insan varlığının ve doğasının ayrılmaz bir parçasıdır. Dün olduğu gibi bugün de yarın da özelliklerini büyük ölçüde koruyarak devam edecektir. Güvenlik arayışının boyutu ve seviyesi ne olursa olsun, bir yüzünde güvenlik diğer yüzünde ise güvensizlik bulunduğu hususu, ispatına gerek duyulmayan temel bir önermedir. Ancak güvenlik de güvensizlik de, devletlerin büyük stratejisinin bir sonucudur.

Büyük strateji, en geniş kavramsal anlamıyla devletin hem iç hem de dış meselelerine yön vermek demektir. Püf noktası politikadır, yani siyasi liderliğin ülkenin uzun erimli çıkarlarını korumak ve güçlendirmek maksadıyla ulusal kaynakları yönetme kapasitesidir. Bu süreçte; askerî, ekonomik, diplomatik ve bilgi yetenekleri de dâhil olmak üzere, ulusal gücün tüm araçları kullanılırken, doğrudan devletin büyük stratejisinin yörüngesinde ve onunla tutarlı hareketler yaşamsal öneme sahiptir. Strateji hiyerarşisinde veya düzeylerinde; kısmi genel stratejiden genel/toplam stratejiye oradan da büyük/bütünsel stratejiye uzanan bir gelecek projeksiyonunu inşa etmek pekâlâ mümkündür. Bu bağlamda, büyük stratejinin alt stratejilerin karar ve eylemlerini etkilemesi ne kadar doğruysa, alt stratejilerin büyük stratejiyi yönlendirmesi o kadar yanlıştır. Dolayısıyla, politikaya yön veren ve yürütenlerin başarılı olma yeteneği, bu gerçekliğe bağlı kalmakla yakinen alakalı bir konudur. Stratejinin düzeyi, yöntemleri ve modelleri ne olursa olsun her şeyden önce “yönetmekle” ilgilidir.1 Merkeze alınması gereken temel konu, siyasi amaçlar için örgütlü güç kullanımı ve bu gücü kullanabilme tehdidi hakkında teori ve pratiğin uyumluğunu sağlamaktır. Etkili ve iyi bir yönetim tesis etmeden bunun gerçekleşmesi mümkün gözükmemektedir. Stratejik liderlik sanatının özü de işi de budur.

Millî güç unsurlarının hazırlanması, desteklenmesi ve de anlamlı bir amaca uygun olarak sevk edilmesi stratejik bir meseledir. Zamanın ruhu ile çelişkiye düşen, politik amaçlarla uyum sağlamayan ve iyi yönetilemeyen güçlerin varlığını devam ettirmesi mümkün değildir. Büyük İskender’den günümüze, mücadele arenasının seyrindeki çok sayıda düşüş ve çöküş örneğinin temel nedeni budur. Düşüşlerin de, yükselişlerin de barışla değil savaşla olduğu gün gibi ortadadır. Savaşlar savaşta değil, sözde barış dönemlerindeki hazırlıklarla kazanılır. Mücadele eden rakiplerin ekonomik ve mali güçleri, teknik kapasiteleri, örgütlenme becerileri, kültürel düzeyleri ile nitelikli silah ve teçhizat üretme yetenekleri sonucun belirlenmesinde her zaman etkili olmuştur.

Devamı M5 Dergisi Kasım Sayısında…

Etiketler
Abone Ol 

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

Abone Ol 
Back to top button
Close
Close